 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/4764
K: 2000/6252
T: 03.07.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 22.02.2000 tarih ve 1996/586 - 2000/93 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerinin tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Hüseyin Ulus tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, bestesi ve telif hakları müvekkillerinin murisi Necdet'e ait "Papatya" tangosunun, davalı tarafından üretilen "O." yağı reklamlarında izinsiz olarak ve özgün şekli dışında kullanıldığını ve bu reklamların tüm televizyon kanallarında yayınlandığını ileri sürerek 1.000.000.000 lira maddi ve 500.000.000 lira manevi tazminatın faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı dolduğunu, söz konusu tangonun asli unsur olarak kullanılmadığını ve fahiş istemde bulunulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucuna göre, dava tarihinde zamanaşımının dolmadığı ve eser sahibinin ölümünden sonra manevi tazminat isteme hakkının mirasçılarına geçmediği gerekçesiyle, benimsenen bilirkişi raporu
doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, 750.000.000. - lira maddi tazminatın faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraflar temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyizine gelince, davacılar eser sahibinin 5846 sayılı FSEK nün 19/1. madde ve fıkrasında sayılan yakınlarındandırlar. FSEK 16/son madde ve fıkrasında, eser sahibinin şeref ve itibarını yahut eserinin mahiyet ve hususiyetini bozan değişikliklerin önlenmesini isteme hakkına sahip olduğu öngörülmüştür. Davaya konu müzik eserinin ise, özgün şekli dışında, alaylı bir şekilde ve melodik yapısı bozularak yayınlandığı bilirkişi raporuyla anlaşılmıştır. Davacılar eserin bu şekilde değiştirilmesinin manevi zarara yol açtığını ileri sürerek manevi tazminat talebinde de bulunmuşlardır.
FSEK nün 70. maddesinde, manevi hakları tecavüze uğrayan eser sahibinin manevi tazminat davası açabileceği, zarar ve ziyanını ve ayrıca manevi zararını isteyebileceği belirtilmiştir. Mirasçıların bu davayı açıp açamayacakları Türk hukukunda tartışmalıdır (Ünalp Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, S.3O9). Ancak, 19/2. madde ve fıkrasında, aynı yasanın 19/1. maddesinde sayılan kimselerin, eser sahibinin ölümünden sonra, eser sahibine 14,15 ve 16. maddelerin üçüncü fıkralarında tanınan hakları kullanılabilecekleri öngörüldüğünden, manevi zararın giderilmesini isteme haklarının da bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Dairemizin uygulanması da bu yöndedir. Mahkemece açıklanan hususlar nazara alınarak davacılar yararına münasip bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, aksine düşünceyle yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 2.080.000 -lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 03.07.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.