 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/4316
K: 2000/5395
T: 12.6.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- DENİZ TAŞIMACILIĞI
- İHBAR MECBURİYETİ
- İSTİSNALARI
Karar Özeti: Noksanlığın, taşıyanın acentesinin de iştirakiyle tutulan tutanakla saptanmış bulunmasına nazaran artık, TTK. nun 1066/2 maddesi uyarınca ihbara gerek yoktur ve yükün eksik olan bölümünden taşıyıcının, sorumlu bulunması gerekir.
(6762 s. TTK. m. 1061, 1065, 1066/1, 2, 3)
Taraflar arasındaki davanın (İstanbul Asliye 7. Ticaret Mahkemesi)nce görülerek verilen 12.11.1999 tarih ve 1997/556-1159 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından nakliyat sigortası temin edilmiş bulunan toplam 216 rulo 1661.680 kg soğuk saç emtiasının Novorossiyük/ Rusya'dan İskenderun'a taşınmak üzere davalıların taşıma taahhüdü altında ve donatanı bulundukları M/V T.... K.... gemisine 15.6.1996 tarihinde yüklendiğini, ancak adı geçen gemiden 7.7.1996 tarihinde tahliye edilen sigortalı emtiadan toplam 59.775 ton (6 rulo)nun noksan tahliye edildiğini ileri sürerek, (902.621.968) TL tazminatın 5.9.1996 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı donatan vekili, davaya konu eksikliğin TTK.nun 1066. maddesi hükmüne göre tespit olunmadığı gibi, süresinde ihbar da edilmediği, kaldı ki konişmentoda yer alan "FREE OUT" kaydından dolayı, boşaltma esnasında meydana gelecek ziyadan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Davalı P.... Gemi Kiralama San. ve Tic. A.Ş vekili, müvekkilinin acenta olması nedeniyle, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna nazaran, çetele kayıtlarının taşıyanın katılımıyla yapılmamış olması nedeniyle TTK.nun 1066/2. maddesi gereğince taşıyanın katılımıyla yapılmış bir tespit niteliğinin bulunmadığı, malların 7.7.1996 tarihinde alıcı sigortalıya teslim edilmiş bulunmasına karşın, hasar ihbarının 12.7.1996 tarihinde yapıldığı, böylece 3 günlük ihbar süresinin aşıldığı, davacı tarafından dosyaya sunulan noksanlığa ilişkin acentanın imzası var ise de, aynı tarihli olaylar çizelgesinde acentanın yanında, taşıyan asilin (gemi kaptanının) ve alıcının imzalarının bulunduğu ve çizelgede malların konişmentoda yazılı olduğu şekilde teslim edildiğinin belirlendiği, asilin imzasının bulunduğu bir belge varken vekilin imzaladığı tutanağın hukuki bir değerinin olamayacağı, davalı P.... Gemi Kiralama San. ve Tic. A.Ş nin ise acenta olduğu için kendi-sine taşıyıcı gibi dava yöneltilemeyeceği gerekçeleriyle, acenta aleyhine açılan davanın husumet, donatan aleyhine açılan davanın ise esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
TTK.nun 1061. maddesine göre, taşıyan malların yükletilmesi, istifi, taşınması, elden geçirilmesi ve boşaltılmasında tedbir bir taşıyanın dikkat ve özenini göstermekle yükümlüdür. Taşıyan, teslim alındıkları andan teslim edildikleri ana kadar geçen süre içinde malların ziyaı veya hasarı yüzünden doğacak zararlardan sorumludur.
Ancak, TTK.nun 1065. maddesine göre, gönderilen malları teslim almadan kendisi veya kaptan, malların hal ve vaziyetini, ölçü, sayı ve tartışım tespit ettirmek amacıyla onları mahkemeye veya yetkili diğer makamlara yahut bu husus için resmen tayin olunmuş eksperlere muayene ettirebilir. Kural olarak bu muayene sonucunun TTK.nun 1066/1. maddesi uyarınca malların teslimi sırasında taşıyana veya temsilcisine yazılı olarak bildirilmesi gerekmektedir. Ziya veya hasar tespiti hemen belli değilse, bu ihbar teslimi takip eden üç gün içinde yapılmalıdır. Fakat, TTK.nun 1065. maddesinde belirtilen biçimde ve tarafların iştirakiyle bir tespit yapılmışsa, bu ihbara gerek yoktur. (TTK. 1066/2). Eğer malların ziya ve hasarı tesbit ettirilmemiş ve ihbar da edilmemiş ise, taşıyıcının sorumlu olamayacağı bir nedenden dolayı malların ziya ve hasara uğradığı karine olarak kabul edilmek gerekir (TTK.nun 1066/3). Ancak, bu karinenin aksini ispat da her zaman olanaklıdır.
Davacı sigortacının rücuen tazminat isteminde bulunduğu bu davada, olaylar çizelgesi (Statement of Facts) altında yer alan kaptan notuna üstünlük tanınarak malların konişmentoda yazılı miktar ve şekilde alıcıya teslim olunduğu ve TTK.nun 1066/1. maddesinde öngörülen biçimde süresi içerisinde yapılmış bir ihbar bulunmadığından bahisle, aynı yasa maddesinin son fıkrası uyarınca taşıyanın sorumsuzluk karinesinden yararlanabileceği sonucuna ulaşılmış ise de, olaylar çizelgesi altında yer alan kaptan notunun soyut nitelikte bir açıklama mahiyetinde bulunup, daha çok gemide mevcut yükün boşaltıldığı anlamım taşıdığı anlaşılmaktadır. Oysa, aynı tarihli ve taşıyan acentesinin iştirakiyle tutulan tutanakta mallardaki noksanlık belirlenmiş olup, aynı zamanda çetele defteri ve tartım fişleriyle de doğrulanmıştır. Böyle bir durumda noksanlığın taşıyanın acentesinin de iştirakiyle tutulan tutanakla saptanmış bulunmasına nazaran, artık TTK.nun 1066/2. maddesi uyarınca ihbara da gerek yoktur ve yükün eksik olan bölümünden taşıyıcının sorumlu bulunması gerekir. Bu durumda mahkemece davalı donatanın sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde ve delillerin takdirinde hataya düşülerek, bu davalı açısından dahi davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın açıklanan nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.6.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.