 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2000/4211
Karar No: 2000/5528
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Kadıköy 5.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 6.12.1999 tarih ve 1999/734-1999/1030 sayılıkararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili, davalı şirkete ait elektrik direğinin, yoldan geçmekte olan müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın üzerine devrilmesi sonucu oluşan 670.000.000 TL hasar bedelinin müvekkilince sigortalısına ödendiğini ileri sürerek bu miktarın faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın 1 yıllık süre geçtikten sonra azıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, direğin yola devrilmesi nedeniyle sigortalı aracın kaza yaptığı olayın haksız eylem olduğu, KTK.nun 109. Maddesinde belirtilen motorlu araç kazası niteliğinde bulunmadığı olay tarihine göre Borçlar Kanunu'da yazılı 1 yıllık süre geçtikten sonra dava açıldığı gerekleriyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı kasko şirketinin TTK.nun 1301. Maddesi uyarınca açtığı rücu davasıdır.
Uyuşmazlık, davanın BK.nun 41. Maddesinde yazılı 1 yıllık zamanaşımı süresine mi yoksa 2918 sayılı KTK.nun 109. Maddesinde yazılı 2 yıllık zamanaşımı süresine mi tabi olduğu üzerinde toplanmaktadır. Karayolu kenarındaki aydınlatma direğinin rüzgarın etkisiyle kırıldığı ve bu sırada seyir halindeki kasko sigortalı aracın üzerine devrildiği ileri sürülerek hasarın tazmini talep edilmiştir.
Kara taşıtları kasko sigortası genel şartlarının A.1 maddesinde, gerek hareket gerek durma halinde iken, sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler sonucunda sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, yuvarlanması gibi kazalar dolayısıyla sigortalının uğrayacağı maddi zararların bu sigortanın kapsam ve konusunu oluşturduğu hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, 2918 sayılı KTK.nun tanımlar başlıklı 3. Maddesinde, karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm yaralama ve zararla sonuçlanmış olan olaylar trafik kazası olarak açıklanmıştır. Aynı yasanın 109/1 maddesinde ise , motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğramayacağı öngörülmüştür.
Bu durumda, mahkemece olay motorlu araç kazası kabul edilerek ve 16.11.1997 kaza tarihi itibariyle davanın KTK.nun 109 maddesinde yazılı 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde 10.8.1999 tarihinde açıldığı dikkate alınarak işin esasına girilmek ve yargılama sonuçlandırılmak gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın BK.nun 41. Maddesinde yazılı 1 yıllık haksız fiil zamanaşımına tabi olduğundan bahisle reddi bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden iadesine, 15.6.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.