 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/4103
K: 2000/5050
T: 05.06.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 23.2.2000 tarih ve 1999/829-2000/134 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Hüseyin Ulus taralından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanaktan ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra isin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilin adına tescilli "F. Mimarlık Taahhüt Ticaret AŞ" unvanını 8.4.1982 tarihinden beri kullandığını, "Feka" ibaresini 1982 den bu yana marka olarak da meşhur ve maruf hale getirdiğini ve 16.7.1998 tarihinde "Feka Mimarlık Taahhüt Ticaret AŞ" markasını tescil ettirdiğini, davalının ise iltibas yaratacak şekilde "Feka" ibaresini ticaret unvanına aldığını ileri sürerek, davalının marka ve unvana tecavüzün menini, anılan ibarenin davalı unvanından çıkarılmasını ve maddi tazminat talebi saklı kalmak kaydıyla 1.000.000.000._TL manevi tazminatın faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin ikametgahının olduğu İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, davalı şirket ikametgahı bulunan, haksız eylemin meydana geldiği ve 556 sayılı KHK nin 63/2. maddesi uyarınca yetkili yer olan İzmir Mahkemeleri'nin yetkili olduğu gerekçesiyle, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
Kararı, davacı, vekili temyiz etmiştir.
Davacının istemi, unvana tecavüz yanında, markaya tecavüzün menim de içermekte olduğundan, marka hakkına tecavüz halinde açılacak hukuk davalarında yetkili mahkemeyi gösteren 556 sayılı KHK nin 63/1 maddesinin olayda uygulanma imkanı bulunmaktadır. Zira, 556 saydı KHK nin 63/2. madde ve fıkrası davacının Türkiye'de ikamet etmemesi halinde uygulanacak yetki kuralını düzenlemekte olup, davada bu fıkra hükmünün uygulanabilirliği bulunmamakla, öte yandan anılan Kararname fıkrasında gösterilen yetkili yer ile mahkemenin yetkili kabul ettiği davalı ikametgahı mahkemesi arasında da en ufak bir bağlantı görülmediğinden mahkeme kararına dayanak yapılan madde ve fıkranın yanlış gösterildiği de anlaşılmaktadır.
556 sayılı KHK.nın 63/1 fıkrasında, marka sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkemenin cavacının ikametgahının olduğu veya suçun işlendiği veya tecavüz fiilinin etkilerini görüldüğü yerdeki mahkeme olduğu belirtilmiştir. Dava, anılan Kararname hükmünde gösterilen, davacının ikametgahı mahkemesinde açıldığından, davanın açıldığı mahkemenin yetkisizliğinden söz edilemez Mahkemece davalının yetki itirazının reddiyle, diğer hususların incelenmesine geçilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkemenin yetkisizliğine dair hüküm tesisi yerinde güt ölmediğinden kararın bu
nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine 05.06.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.