Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/3170
K: 2000/6471
T: 6.7.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • FESİHTEN DÖNME
  • TOPLANTI VE KARAR NİSABI
 
Karar Özeti: Fesihten dönme kararının, TTK.nun 549. maddesinde belirtilen gerekli toplantı ve kararı nisabı ile alınmadığı anlaşılmasına göre,)toplantı ve karar nisabı oluşmayan hallerde ise, ortaklar kurulunca alınan kararlar da yok hükmünde sayılacağından, bu tür kararların iptali davalarının da, belli sürelere tabi tutulması mümkün değildir.
(6762 s. TTK.M. 513, 516, 517, 536, 549)
(559 s. KHK. geçici m: 2)
(HGK. Kararı - 25.2.1987 tarih Ve E. 1986/11-211, K. 1987/120 s.)
 
Taraflar arasındaki davanın (Alaplı Asliye Hukuk Mahkemesi)nce görülerek verilen 28.9.1999 tarih ve 1998/193-1999/131 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 27.6.2000 günde davacılar avukatı ile davalılar avukatı gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar; duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
 
Davacılar vekili, müvekkilleri ve davalıların ortağı oldukları D.... Petrol Llt. Ltd. Şti'nin ortaklar kurulunca oybirliği ile feshine karar verilip, tasfiye işlemine başlanıldığını, bu sırada davalıların müvekkillerinin muvafakatıarını almadan tasfiye kararını kaldırıp, Ticaret Sicili'ne usulsüz olarak tescili başardıklarını, tasfiye süresindeki şirketin başka amaç ile karar al,amayacağını, gerekli şartlar olmadan ve nisapsız olarak karar alındığını ileri sürerek, şirketin sicilden terkinine, sadece tasfiye ile ilgili işlemleri yapabileceğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
 
Davalılar vekili, şirketin sermayesini yasa ile belirtilen miktara yükseltemediği için tasfiye sürecine girdiğini, ancak, 559 sayılı KHKnın 2. maddesi ile tanınan ek süreden istifade edilerek müvekkillerince yasanın aradığı şartlar ve nisaplar dahilinde sermaye arttırımı yapılarak tasfiyeden dönüldüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.
 
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere nazaran, sermayesini yasa ile belirlenen sınır dahilinde yükseltemeyen şirketin tasfiye sürecine girdiği, ancak, bu arada 559 sayılı KHK ve 4366 sayılı Kanun gereğince sermaye arttırımına ilişkin tanınan ek süre nedeniyle ortakların sermaye arttırımı için toplantıya çağrılıp, 10.8.1998 ve 11.8.1998 tarihli üçte ikiyi aşan ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeden dönülüp sermaye arttırımına karar verildiği, bu şekildekialınan kararın gerek TTKnun 513,516,517,536. maddelerine ve gerekse anasözleşmenin sermaye arttırımını düzenleyen 12. maddesine uygun olduğu, öte yandan, ortaklar kurulu kararına karşı açılan davanın 3 aylık hak düşürücüsürede de açılmadığı gerekçesi ile davanın reddi ne karar verilmiştir.
 
 
Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
 
Yukarıdakiaçıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık fesih kararı alarak tasfiyeye giren pir limited şirketin, bu aşamada alacağı yeni bir kararla fesih ve tasfiyenin kaldırılarak yeniden ticari hayatına (faaliyetlerine) devam edebilip edemeyeceği noktasında odaklanmaktadır.
 
Öncelikle tespit olunması gereken husus, davalışirketin feshinin hangi gerekçeye dayandığıdır. Şirketin feshine ilişkin 4.3.1997 tarihli kararın gerekçesi, TTKnun 549/2. fıkrası olarak gösterilmiştir. Bu gerekçe ise, şirket sermayesine ilişkin olmayıp, şirketin ortaklarının iradeleri ile şirket faaliyetine son vermekten ibarettir. Bu sebeple fesihten dönüş kararında yer alan (sermaye artırımına) dayalı gerekçe, önceki feshin gerekçesi olarak gösterilmesinin hukuki dayanağı olamaz.
 
Meri T. Ticaret Kanunu'nda ne Limited, ne de Anonim şirketlerde fesih kararı alındıktan sonra bu kararın kaldırılarak şirket tüzel kişiliğinin devam edebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Doktrinde ise, konu tartışmalıdır. Yabancı ülkelerdeki doktrin görüşleri konuyu; tartışmalı gördükleri gibi ısviçre, Fransa ve Almanya Yüksek Mahkemeleri de farklıgörüşlere sahip bulunmaktadırlar. Türk doktrininde ise, konuya önce Prof. Dr. H. Arslanlı değinmiş, daha sonra da Prof. Qr. Ü. Tekinalp açıklık getirmiş bulunmaktadır. Anılan bilim adamları, Türk Hukuku açısından mutlak ve amir niteliği taşımayan fesih sebepleri dışındakalan fesih hallerinde, şirket genel kuruluna önceki fesih kararını kaldırmak yetkisinin tanınması gerektiği görüşünü benimsemektedirler.(Bkz. Prof. Dr. H. Arslanıı, Anonim Şirketler 111., Sh. 154 ved. Prof. Dr. Ü. T. Tekinalp, (Poroy/Çamoğlu) Ortaklıklar Hukuku, 2. Cilt, Sh. 152 vd.).
 
Gerçekten de emredici hükümlere aykırılık sebebiyle oluşan fesih halleri dışında, ortak çoğunluğunun iradesi ile oluşan şirket faaliyetine son verme kararının aynı koşullar çerçevesinde geri alınmasına olanak tanınması tüzel kişilik ve özellikle ticari amaçlı şirketler hukuku açısından, aksine ve açıkça yasal bir engel olmadıkça olumlu olarak bakılması gerekir. Nitekim, Yargıtay HGK.nun 25.2.1987 gün ve Esas 1986/11-211 Karar, 1987/120 sayılı kararında anonim şirketin süresinin bitmesine rağmen fiilen ticari faaliyetine devam etmesi halinde şirket genel kurulunca şirketin devamına karar verilmesinin mümkün olduğu düşüncesi benimsenmiştir. Aynı ilkeler yine bir sermaye şirketi olan limited şirketler bakımından kabulü gerekir.
 
Bu genel açıklamalardan sonra dava konusu olaya dönüldüğünde, davalı limited şirket iradi olarak fesih kararı aldığına göre, tasfiye devam ederken ortaklar kurulunca fesih ve tasfiyenin kaldırılmasına olanak tanımak doğru bir yaklaşımdır ve mahkemenin ilke olarak bu görüşü benimsemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
 
Ne varki, dava konusu olayda bu kararın hangi çoğunlukla alınması gerektiği önem taşımaktadır. Zira yukarıda dji değinildiği üzere. fesih kararı TTK.nun 549/2. maddesine dayandırıimış ve fesih kararı da oybirliği ile alınmış bulunmaktadır. Fesih ve tasfiyenin kaldırılmasına ilişkin karar ise, 2/3 çoğunluğa dayalıdır. Limited şirketlerde, şirketin feshine karar alınabilmesi için TTK.nun 549. maddesinde, sözleşmede aksine hüküm olmadıkça 3/4 toplantı ve karar nisabı aranmıştır.
 
O halde, fesih kararının geri alınmasında da en az bu çoğunluk oranlarının aranması taraflar arasındaki menfaatler dengesine uygun düşer. Şirketin feshine ilişkin 4.3.1997 tarihli karar, asgari sermayenin tamamlanamadığı gerekçesine dayalı olmadığına göre, bu kararın kaldırılmasında da aynıoranlara tabi tutulması gerekir. Yukarıda da değinildiği gibi, fesihten dönme kararındaki geriye yönelik gerekçe hukuken sonuç doğuramaz. O halde,. fesihten dönmeye ilişkin 10.8.1998 günlü ortaklar kurulunun toplantı ve karar nisaplarında 559 sayılı KHK.nın geçici 2. maddesinde getirilen düşük nisabların dikkate alınması mümkün olmadığı gibi, olağan anasözleşme değişikliklerinde uygulanması gereken TTK.nun 513. maddesinde öngörülen 2/3 nisabında bu olayda uygulama olanağı yoktur.
 
Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında, fesihten dönme kararının gerekli toplantı. ve karar nisabı ile .alınmadığı ortaya çıkmaktadır. Toplantı ve karar nisabı oluşmayan hallerde ise ortaklar kurulunca alınan kararlar yok hükmünde sayıldıklarından bu tür kararların iptali davaları belli sürelere tabi tutulması da mümkün olmadığına göre, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazıarının kabulü ile kararın davacılar yararına (BOZULMASINA), 100.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, ödediği temy iz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 6.7.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini