 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/3095
K: 2000/5475
T: 13.06.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Beyoğlu Asliye 2.Ticaret Mahkemesinde görülerek verilen 23.2.2000 tarih ve 1998/46-2000/58 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 13.6.2000 günde davalı avukatı Orhan gelip, davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatı dinlendikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karar bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm
belgeler okunup, incelendikten sonra isin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirkete enflasyon klozu ile kasko sigortalı aracın geçirdiği trafik kazası sonucu uğradığı hasarın talebe rağmen tazmin edilmediğini ileri sürerek (8.842.000.000) TL hasar ve (90.000.000) TL çekme gideri toplamı (8.932.000.000) TL nın reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle rizikonun sigorta güvencesi dışında kaldığını, davacının uygun süre içinde hasar ihbarında bulunmadığını, talebin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, sunulan ve toplanan kanıtlar ile bilirkişi raporuna dayanılarak sürücünün alkollü olduğunun saptanamadığı, kazanın alkolün etkisiyle meydana geldiği savunmasının ispat edilemediği, oluşan hasarın talebe uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile (8.932.000.000) TL nın hasarın ihbar edildiği 15.6.1998 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kasko sigorta tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Davalı sigortacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı olan davalıya ait aracın kazada ölen sürücüsünün aşırı, derecede alkollü olduğunu, bu nedenle rizikonun genel şartların A.5.5.md. hükmü uyarınca sigorta güvencesi dışında kaldığını savunmuştur.
Mahkemece, trafik uzmanı hukukçu ve nörolog bilirkişilerden ayrı ayrı raporlar alınıp nöroloji uzmanından hakim tarafından ölen sürücünün alkol oranının belirlenmemiş
olması karşısında kazanın salt alkol etkisiyle meydana gelip gelmediği konusunda kesin kanıya varılamadığı yolundaki görüşe dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, değinilen biçimdeki bilirkişi incelemesi Dairemizin yerleşmiş uygulamasına uygun düşmemektedir. Bundan dolayı, Dairemizce öteden beri benimsendiği üzere, nöroloji uzmanı hekim ve trafik uzmanı bilirkişilerin bir araya gelerek trafik kazasını oluşturan tüm etken ve unsurlar birlikte değerlendirilip alkol promil oranının ölçülmemi ş olmasının doğrudan belirleyici bir veri olmadığı da gözetilerek kazanın münhasıran ölen sürücünün alkollü olmasından ileri gelip gelmediğinin saptanması ve varılacak görüş doğrultusunda gerçekleşen rizikonun sigorta kuvertürü kapsamında kalıp kalmadığının ortaya çıkartılması gerektiğinden, yetersiz ve birbiriyle bağlantısız bilirkişi raporlarına dayalı olarak verilen kararın bozulması icap etmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı sigorta vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, bozma içeriğine göre diğer itirazların şimdilik
incelenmemesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 1000.000.000 TL duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 13.06.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.