 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/3062
K: 2000/4110
T: 11.05.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 13.7.1999 tarih ve 1998/1372-1999/S43 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilin davalı şirkete yatırımlı hayat sigorta poliçesi ile hayat sigortası yaptırdığını, 1993 yılından bu yana da "iyileştirme tazminatları klozu" ile sigorta güvencesini devam ettirdiğini, 28.11.1996 tarihinde kalp krizi geçirerek hastahaneye yatıp By-Pass ameliyatı geçirdiğini, ancak ameliyat masraflarının davalı tarafça ödenmediğini ileri sürerek 905.043.348 liranın 5.3.1997 den itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının günde 2,5 paket sigara içtiğini, yüksek tansiyon ve şeker hastası olduğunu gizlediğini bu nedenle herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacının poliçe tazmini sırasında
düzenlenen başvuru formunda, günde 10 sigara içtiğini, kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı bulunmadığını beyan etmesine rağmen, hastahane epikriz raporunda günde 2,5 paket sigara içtiği, 15 yıldır şeker ve 18 yıldır yüksek tansiyon rahatsızlığı bulunduğunu bildirdiği, sağlık sigortası genel şartları 5. maddesi gereğince gerçeğe aykırı beyan nedeniyle davalı şirketin cayma hakkını kullandığı, kadı ki bir an için olayda hayat sigortası genel şartlarının uygulanacağının kabul edilmesi halinde bile, İyileştirme Tazminatları Klozunun
diğer şartlar ve kısıtlamalar" bölümünün 6. maddesinde yer alan "iş bu kloz eksik veya yanlış beyan durumunda itirazsızlık durumuna tabi olmadığı" özel şartı nedeniyle sigorta ettirenin gerçeğe aykırı beyan durumunda 2 yıl geçmekle poliçeden cayma hakkının kullanılamayacağı iddiasının da yersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
l -Dava, iyileştirme klozunu taşıyan hayat sigorta poliçesine dayanılarak açılmış tedavi giderlerinin tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının, poliçe tanzimi sırasında sağlık sigortası genel şartlan 5. maddesine aykırı olarak, hastalığı hazırlayıcı bir kısım, etkenlerin gizlendiği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Mahkemenin bu kanıya varmasına gerekçe olarak davacının hastahanede alınan anamnezindeki beyanı gösterilmiştir. Gerçektende, davacı, sigorta poliçesi tanzimi sırasında günde 10 adet sigara içtiğini kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı bulunmadığını bildirmiş, hastahanede alınan anemnezinde ise
günde 2.5 paket sigara içtiğini 15 yıldır şeker ve yüksek tansiyon rahatsızlığı bulunduğunu bildirmiştir.
Tazminat isteminin dayanağını oluşturan Hayat Sigortası genel Şartlarının 2. maddesinde poliçenin geçersiz olması, ancak gerçeğe aykırı beyan hükmen tahakkuk şartına bağlanmıştır. Öte yandan iyileştirme tazminatı klozu özel şartları 1. maddesinde tazminatın, başvuru formundaki bilgilerin tam ve doğru olarak verilmesi durumunda ödeneceği belirtilmiştir. Mahkemenin davanın reddine gerekçe gösterdiği, hastalık sigortası genel şartlan 5. maddesinde ise, sigortalının sözleşmenin yapıldığı sıradaki yanlış beyanlarının kasta tada ihmale dayanması durumu ayrı ayrı poliçeden cayma nedeni olarak gösterilmiştir.
Görüldüğü gibi, poliçeye ekli genel ve özel koşullarda sigortalının yanlış beyanının gerek poliçenin hükümsüzlüğü gerekse poliçeden cayma hakkının doğurabilmesi için sigortalının sakladığı farz olunan rahatsızlıklarının tazminata konu olan kalp rahatsızlığına neden olduğunu bilebilecek durumda olması gerekir, o halde mahkemece, davacının gizlediği ileri sürülen hususların kalp hastalığına neden olup, olmayacağını bilmesinin mümkün olup olmadığı kardiyoloji uzmanı bilirkişi kurulundan alınacak rapor ile belirlenmesi gerekir iken, yazılı şekilde eksik inceleme sonucu karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
2-Öte yandan, her ne kadar iyileştirme tazminattan klozunun "diğer şartlar ve kısıtlamalar"
bölümünün 6. Maddesi uyarınca yer alan eksik ve yanlış beyan durumunda itiraz edilmemekle poliçenin yürürlükte tutulmasının cayma hakkını ortadan kaldırmayacağı gerekçesi de dosyada mevcut delillere uygun düşmemektedir. Zira, poliçeden cayma hakkı, ancak süresinde kullanıldığı takdirde söz konusu olur. TTK.nun 1290. maddesinde bu süre sigortacının gerçeği öğrendiği tarihten itibaren l ay olarak düzenlenmiştir. Davalı sigorta sirkeline davacının rahatsızlığına ilişkin detaylı tıbbi rapor 26.3.1997 tarihinde bildirilmiş, bilahare aynı rapor tekrar 11.4.1997 tarihinde de ulaştırılmıştır. Buna rağmen davalı sigorta şirketi 12.5.1997 tarihinde poliçeden caymıştır. Mahkemece, bu somut veriler göz önünde tutularak, TTK.1290. maddesindeki cayma hakkının davalı sigorta şirketince süresinde kullanılıp kullanılmadığı da incelenip sonucuna göre karar vermek gerekir iken, yazılı şekilde eksik inceleme sonucu karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda l ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.05.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.