 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/2921
K: 2000/3904
T: 8.5.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Karar Özeti: "Saten" sözcüğü. Markaların Korunması Hakkındaki KHK.nm 7/c maddesi hükmü anlamında bir boya cinsi değildir. Bu nedenle boya markası olarak tescil eden kişi tarafından kullanılmasının ve tescilin korunması gerekir. Ayrıca davacı ve davalının, dava konuşu markayı kullandıkları emtianın aynı sınıf içerisinde olduğu da ihtilafsız olduğuna göre, 556 sayılı KHK.nın 7/b maddesi uyarınca TPE'nün red kararı yerinde olup, davanın reddine karar verilmelidir.
[KHK. -556 s. (24.6.1995 Ta.) m. 7/b-c]
Taraflar arasındaki davanın (Ankara Asliye ikinci Ticaret Mahkemesi)nce görülerek verilen 26.1.2000 tarih ve 1998/802-2000/19 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin A... Alçı ve Blok Sanayi A.Ş olarak inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini. "A.... Saten Perdah Alçısı" adıyla marka tescili için davalı Enstitü'ye başvuruda bulunduklarım, saten adinin başka kişi adına tescilli olduğu gerekçesiyle bu istemlerinin reddedildiğini. Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kuruluna yaptıkları başvurunun da, reddedildiğini, oysa saten sözcüğünün yumuşak, parlak anlamına geldiğini ve bu sözcüğün marka olarak kabul edilemeyeceğini. Ç.... Saten markasında asıl markanın Ç.... olduğunu ileri sürerek, davalının kararının iptali ile, tescil taleplerinin kabulüne talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, uyuşmazlığın "saten" sözcüğünden kaynaklandığı, ancak bu sözcüğün dava dışı Ç.... A.Ş adına tescilli olduğu ve koruma altında bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre yaptırılan bilirkişi incelemesinde, saten sözcüğünün lügat anlamının ipekli düz parlak kumaş olduğu, saten alçı deyiminin de, bir alçı türü olarak değerlendirilmesi gerektiğini, Ç.... saten'in boya olarak, davacı talebi olan A.... Saten'in alçı saten olarak değerlendirilmesi gerektiği, Ç.... dışında D.... ve P.... gibi şirket markalarında da, saten ibaresinin tescil edildiğinin ve bu olgular karşısında davalının red kararının yerinde olmadığının belirtildiği, saten ibaresinin asıl marka olmayıp, asıl markanın eki niteliğinde olduğu ve kumaşta, boyada ve alçıda yumuşaklığı ve parlaklığı ifade eden bir ibare olup tescil edilmesinde bir engel bulunmadığı, 3. kişilerin itiraz haklarım engellememek açısından tescile karar verilemeyeceği gerekçesiyle, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 12.5.1998 tarihli kararının iptaline, davacının tescil işleminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, marka tescil isteminin TPE'nce reddine dair kararın iptali istemine ilişkindir.
Davacının tescilini istediği "A.... Saten Perdah Alçısı" ibaresindeki "saten" sözcüğünün dava dışı Ç.... A.Ş. adına 8.11.1998 tarihinde boya markası olarak tescil edildiği ve o tarihten beri kullanıldığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, "saten" sözcüğünün genel bir ifade olup, herkesçe kullanılıp kullanılamayacağı noktasındadır.
Mahkeme kararma dayanak yapılan bilirkişi raporunda, "saten" sözcüğünün, düz, parlak kumaş anlamına gelen genel bir ifade olduğu belirtilmiştir. Markaların Korunması Hakkında KHK.nin 7/c maddesinde "ticaret alanında cins, çeşit, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak veya malların veya hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırılmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markaların marka olarak tescil edilemeyeceği öngörülmüş ise de, "saten" sözcüğü bu kanun hükmü anlamında bir boya cinsi değildir. Bu nedenle boya markası olarak tescil edilen kişi tarafından kullanılmasının ve tescilin korunması gerekir.
Kaldı ki, davacı ve davalının dava konuşu markayı kullandıkları emtianın aynı sınıf içerisinde olduğu da, ihtilafsızdır. 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK'nin 7/b maddesi uyarınca, tescilli markanın mahkemece iptal edilmedikçe, aynı sınıf içerisindeki emtia için başka kişilerce tescili ve kullanılması da mümkün olmadığından, TPE'nün red kararı yerindedir. Bu anlatılanlar karşısında davanın reddine karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 8.5.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.