 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/2917
K: 2000/3975
T: 08.05.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Ankara Asliye 2. Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 29.12.1999 tarih ve 1998/611-1999/776 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü :
Davacı vekili, müvekkili şirket adına "HUSOVIAR House Of Caviar" markasının tescili amacıyla, davalı Enstitüye müracaat ettiklerini,. Enstitü 'ce "havyar" emtiası için Resmi Marka Bülteni'nde ilana karar verildiğini., ilan aşamasında 3. kişilerin itirazlarının yerinde bulunmadığını, ancak 3. kişiler tarafından yapılan yeniden itiraz üzerine bu kez karardan dönülerek, başvurunun 3.şahıs adına tescilli "CAVIAR HOUSE" markasının aynı veya benzeri olduğundan bahisle reddedildiğini, oysa 3. sahsın 556 sayılı KH K.nin 7/c maddesi uyarınca "havyar" emtiası için "havyar anlamına gelen "Cavlar House" markasını tescil ettiremeyeceği, müvekkilinin markasında yer alan "HUSOVIAR" kelimesinin asıl unsur, "House of Cavior" ibaresinin tali unsur olup, tescilinin mümkün olduğunu ileri sürerek davalı Enstitünün redde ilişkin 13.3.1998 gün ve 14/14371 sayılı kararlarının iptali ile davalı enstitü nezdinde işlem görmekte olan müvekkili şirket markasının tescil belgesine bağlanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili„ 3.şahıs adına olan tescilin hukuken koruma altında olup, onu hükümsüz kılan herhangi bir yargı kararı bulunmadığı, davacının esas unsur olarak ileri sürdüğü "HUSOVIAR" ibaresinin "HOUSE OF CAVIAR" ibaresiyle aynı şekilde okunduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi
raporuna nazaran, "HUSOVIAR" ibaresinin hızlı bir şekilde okunması halinde "HOUSE OF CAVIAR" ibareleri ile aynı olduğu yolundaki davalı görüşünün kabul edilemez olduğu, davacının dava dışı tescilli markayı taklit etmeye çalıştığı iddiasının yerinde olmadığı gerekçeleriyle, davanın kabulü ile sadece "havyar" emtiasında kullanılmak üzere "HUSOVIAR HOUSE OF CAVİAR" markasının davacı adına tescili ile davalı kurumun 13.3.1993 tarihli kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, davacının marka başvurusunun tescilli bir markaya benzerlik nedeniyle reddine ilişkin Enstitü kararının hukuka uygun olup, olmadığına ilişkindir.
Davacı, redde mesnet 160649 sayı ile tescilli " şekil-+-CAVIAR HOUSE" markası ile kendi başvurusu olan "HUSOVIAR-HOUSE OF CAVIAR" ibaresini kıyaslıyarak, "HUSOVİAR"
ibaresinin esas unsur, "House of caviar" ibaresinin ise tali unsur olduğunu savunmaktadır. Öncelikle işbu davanın konusu, tescilli markanın hükümsüzlüğünün tespiti olmayıp, davacı marka başvurusunun 556 sayılı KHK.nin 7/b. maddesi uyarınca tescilli markayla aynı veya ayırt edilemeyecek kadar aynı olup, olmadığının saptanmasıdır.
Redde dayanak teşkil eden "CAVIAR HOUSE" ve davacının tescil başvurusunda yer alan "HOUSE OF CAVİAR" ibarelerinin her ikisinin de Türkçe'de "HAVYAR EVİ" anlamına geldiği hususu taraflar arasında çekişmesizdir. Her iki ibarenin böylelikle aynı anlama
geldiği saptandıktan sonra, davacının esas unsur olduğunu ileri sürdüğü "HUSOVIAR" kelimesinin niteliği üzerinde durmak gerekecektir. Anılan kelimenin herhangi bir anlamının bulunmadığı ve "HOUSE OF CAVİAR" ibaresinin bir seklide kısaltılmasından elde
edildiği ve "HUSOVIAR" ibaresi ile "HOUSE OF CAVİAR" ibarelerinin telaffuzlarının benzer nitelikte bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, redde mesnet tescilli markadan başka bir anlamı bulunmayan ve bu niteliği ile aynı türdeki mal ile ilgili olarak
tescil edilmiş olan bir markadan aynı veya ayırt edilemeyecek kadar aynı olduğu anlaşılan (556 Sy. KHK. 7/b. md. ) davacı marka tescil başvurusunu reddeden Enstitü işleminde bir usulsüzlük bulunmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamış ve kararın davalı Enstitü yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Enstitü vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 8.5.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.