 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2000/2868
Karar No: 2000/4065
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Çorum 3.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 14.9.1999 tarih ve 1999/23-1999/384 sayılı kararınYargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacılar vekili, davalı kooperatif hakkında 28.1.1998 tarihinde Çorum Asliye 3.Hukuk Mahkemesinin 1998/20 esas sayılı dosyasına açtıkları davada cezai şart ve tazminat talep ettiklerini, o tarihte kooperatifin tüzel kişiliği devam etmesine rağmen tasfiye kurulu üyeleri olan davalıların açılan davanın sonuçlanmasını beklemeden 19.4.1998 tarihinde kooperatifi feshettiklerini gayelerinin müvekkillerin alacağına sonuçsuz kılmak olduğunu, davalıların alacaklıların alacaklarını ödemeleri görevleri bulunduğundan davanın açıldığı genel kurula bildirilip tasfiyeyi durdurmaları gerekirken, bu yolu seçmeyip kooperatifi feshettiklerini, o davada mahkemece ihya davası açılması için verilen yetki üzerine işbu davayı açtıklarını ileri sürerek 1998/20 esas sayılı dosyasında verilecek kararın infazına kadar kooperatifi tüzel kişiliğinin kazandırılmasına, bu süre için geçerli olmak üzere geçici olarak Ticaret Siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, önceki davanın kooperatifin tüzel kişiliğinin sona ermesinden sonra açıldığını, zira 23.2.1997 tarihli genel kurulda tasfiyeye karar verildiğini tasfiyeye ilişkin mahalli ve Ticaret Sicil gazetelerinde ilanlar yapıldığını, ilanlar üzerine davacıların alacak talebi ile tasfiye kuruluna başvurmalarının bulunmadığını, artık ferdi mülkiyeti geçildiğinden davacıların varsa alacaklarını kat maliklerini karşı açacakları davada istemeleri gerektiğini savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlar doğrultusunda tasfiyeye kadar verilen 23.2.1997 tarihli genel kurula davacılardan H...'ın divan başkanlığı yaptığı tasfiye kararına herhangi bir itirazının olmadığı, tasfiyenin başlamasından sonra önceki davanın 28.1.1998 tarihinde açıldığı, tasfiyenin ilanına ilişkin 9.4.1997 tarihli son ilamda alacaklı olanların 1 yıl içinde tasfiye kurulu üyelerine (davalılara) başvurmaları gerektiğinin bildirildiği, 9.4.1998 tarihine kadar davacıların başvuru yapmadıkları, bu süre içinde ilk davanın açıldığı, yeterli süre varken davalılara başvurusu yapılmaması nedeniyle ihya davasının hukuki dayanağının kalmadığı gerekçeleriyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatifin sicilden terkin kaydının kaldırılarak yeniden tüzel kişilik kazanması için açılmış ihya davasıdır.
23.2.1997 tarihli genel kurulda, kooperatifin tasfiyesine karar verilmiş ve davalılar H... , A... ve A... tasfiye memuru olarak seçilmişlerdir. Tasfiye işlerin bittiğinden bahisle 19.4.1998 tarihli genel kurulda kooperatifin feshine karar verilmiş ve 21.4.1998 tarihinde de sicilden terkin edilmiştir. Davacılar tasfiye işleri devam ederken 28.1.1998 tarihinde aynı mahkemede cezai şart ve tazminat istemi ile kooperatifi hasım göstererek dava açmışlar, mahkemece ihya davası açmaları için davacılara yetki verilmesi üzerine bu dava açılmıştır.
Tasfiye memurları, alacak davasının açıldığını bildikleri halde kooperatifin tasfiyesini durdurmaları, bu davayı beklemeleri ve tasfiyeyi davanın sonucuna göre yapmaları gerekirken, tasfiyeyi sona erdirmişlerdir. Alacak davası henüz derdest olmakla, dava konusu edilen alacağın tasfiyede gözönüne alınmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, tasfiye işlemleri ve ortaklarla ilişkiler tam olarak sona ermediğinden davacıların terkin kaydının kaldırılmasını isteme haklarının mevcut olduğunda tereddüt etmemek gerekir. Mahkemece, kooperatifin tüzel kişiliğinin devamı yolunda karar verilerek davacıların alacaklarının tahsili istemine ilişkin derdest davanın devam ettirilmesine olanak sağlanmalıdır.
Bu nedenle, davanın kabulü gerekirken, yazılı gerekçelerle reddi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.5.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.