 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/1926
K: 2000/2922
T: 10.4.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ACENTALIK SÖZLEŞMESİ
MÜTERAFİK KUSUR
TAZMİNAT
ÖZET : Davalı acentanın hatalı poliçe tanziminde ağır kusuru bulunmakta olup, hazırlanan bu poliçeleri üst üste iki yıl boyunca, hatayı farketmeksizin kabul eden, gerekli denetimi yapma yan, acentasını uyarmayan davacı sigortacının da olayda müterafik kusuru bulunduğunun kabulü gerekir. Bu durumda kusur oranlarının tesbiti amacıyla bilirkişi kurulundan ek rapor alınması ve sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
(6762s. TTK. m. 116,122, 123, 124)
Taraflar arasındaki davanın (Beyoğlu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce görülerek verilen 8.4.1999 tarih ve 1998/386 - 1999/117 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp,düşünüldü:
Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili şirketin poliçe tanzim etmeye ve prim tahsili yapmaya yetkili acentası olarak faaliyet gösterdiğini, davalı bankanın 1993 yılında yaptığı yangın sigorta poliçesini 1995 yılında yenilerken yanlışlıkla poliçeye bina dışında makine, tesisat, emtia üzerinde de teminat verildiğini, bu durumun 1996 ve 1997 yıllarında da devam ettiğini, hasarın vuku bulması ile yanlışlığın anlaşıldığını, teminata dahil olmaması gerektiği halde 15.830.953.575.- lira hasar talebi ile müvekkili şirkete müracaat edildiğini, dava açılması üzerine sigortalıya sulhen 10.500.000.000.- lira ödendiğini, acenta tarafından yapılan hataların sigortalıya karşı ileri sürülemediğini, acentaya karşı sözleşme gereğince rücu imkanları bulunduğunu beyanla teminata dahil bina hasarının mahsubu ile 10.201.430.000.- liranın ödeme tarihinden itibaren reeskont oranında faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 1995 yılında yapılan poliçe yenilemesine karşı davalı şirketin itirazda bulunmadığını, daha sonraki yıllarda da primlerin tahsiline devam edildiğini, bu şekilde akte icazet verilmiş olduğunu, hasardan sonra kendisini kurtarmak için müvekkili şirkete zeyilname düzenlettiğini, sigortalı tarafından açılan davanın kendilerine ihbar edilmemiş olduğunu, müvekkiline rücu imkanı bulunmadığının bilinmesi nedeniyle davanın sulhen sonuçlandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, davalı ban-kanın davacı şirketin acentası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın davalı acentanın kusuru ile davacıya zarar verip vermediği noktasında toplandığı, davalı acentanın ilk iki poliçede bulunmamasına rağmen daha sonraki poliçelerde makine ve emtia teminatı vermesi ve primlerini deprem ve terör teminatına göre alması karşısında bu teminatların poliçede sehven yer aldıkları bu itibarla davalı acentanın kusurlu olduğu, ancak davacı şirketin bu hata karşısında ikazda bulunmayıp hasardan sonra zeyilname talep etmesi ve açılan davayı davalıya ihbar etmemesi nedeniyle hatalı poliçelere muvafakat verdiği, bu durumda davalı acentanın sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, sigorta acentalık sözleşmesinden doğan tazminat davasıdır.
Taraflar arasında imzalanan 14.5.1965 tarihli acentalık sözleşmesi ile davalı banka davacı sigorta şirketinin acentası olarak faaliyet göstermektedir.
Uyuşmazlık, davalı bankanın dava dışı T... Gıda San. A.Ş. için düzenlediği Yangın Sigorta poliçelerinde makine ve emtia teminatı istenmemesine rağmen maddi bir hata ile poliçe kapsamına dahil etmesi ve gerçekleşen riziko neticesinde davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenmek zorunda kalınan tazminatı n davalı bankadan istenebilip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Sözleşmenin 8. maddesi "... sigorta poliçelerinin layıkiyle tanzim edilmiş bulunması lazım geleceğinden, bunların noksan veya yanlış mülamat ve izahatı ihtiva etmesi halinde doğacak bilcümle mes'uliyet münhasıran acentaya aittir." Hükmünü içermektedir. Buna göre davalı acenta poliçe tanziminde özen görevini gereği gibi yerine getirme yükümlülüğünü üzerine almış bulunmaktadır.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundan da açıkça anlaşılacağı üzere, davalı acenta davaya konu poliçeleri tanzim ederken ilk iki yıl deprem ve terör teminatlarını poliçe kapsamına almış iken sonraki iki yıl için bu kez farklı prim miktarlarına sahip emtia ve makine teminatlarını aynı primlere göre poliçe kapsamında göstermiştir. Davalı acentanın bu şekilde hatalı poliçe tanziminde ağır kusuru bulunmakta olup, hazırlanan bu poliçeleri üst üste iki yıl boyunca hatayı farketmeksizin kabul eden, gerekli denetimi yapmayan, acentasını uyarmayan davacı sigortacının da olayda müterafik kusuru bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
0 halde, mahkemece tarafların yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda kusur oranlarının tespiti amacıyla bilirkişi kurulundan ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın tamamen reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.4.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.