 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/1563
K: 2000/2376
T: 27.03.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Sakarya Asliye 2. Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 15.12.1999 tarih ve 1999/682-724 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı Sakarya
Defterdarlığı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakim Verda Çiçekli tarafından düzenlenen rapor
dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait tüm ticari defter ve kayıtlarını 17.8.1999 tarihinde meydana gelen depremde yitirdiğini ileri sürerek, zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sakarya Defterdarlığı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, bölgedeki depremin boyutları, artçı ve şiddet derecesi yüksek depremlerin devam etmesi bu durumun insanlar üzerinde yarattığı
psikolojik etkiler dikkate alındığında, zaruret konusu da, hasıl olduğundan davanın süresinde açılmadığı savunmasının yerinde bulunmadığı, davacıya ait kayıtların hasar gördüğü anlaşılıp,
davacının davalı Çalışma ve Sosyal Bakanlığı hakkında açılan davadan feragat ettiği gerekçesiyle, davalı Çalışma ve Sosyal Bakanlığı hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, davacının ticari defter ve kayıtlarının zayi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı Sakarya Defterdarlığı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TTK. n un 68. ve 574.sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısı ile Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkındaki KHK.nin geçici 15 nci maddeleri Hükümlerine dayalı olarak açılmış zayi belgesi verilmesine ilişkin davadır.
Dava esas itibariyle dayanağını TTK. nün 68 nci maddesi hükmünden aldığına göre, yargılamanın da bu çerçevede yürütülmesi zorunlu olacaktır. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, bu tür davalar kesin hüküm niteliğini alamayacağından hasımsız olarak
açılması gerekir. Bu şekilde alınan karar uyuşmazlıkların niteliklerine göre çeşitli mercilere ibraz edilebilme imkanı sağlanmış olur. Bu sebeple işbu davanın hasım gösterilerek belirli
kurumlar aleyhine açılması doğru değildir. Bu itibarla mahkemece yapılacak iş, öncelikle bu davanın hasımsız olarak görülmesi gerektiği bir ara kararına bağlanarak, davalı safında
gösterilenlerin davadan çıkarılması ve yargılamaya hasımsız olarak devam edilmesi olmalıdır.
Ayrıca, mahkemeden alınacak kararın bir fonksiyon ifa edebilmesi için, TTK', nün 68/son fıkrası ile KHK.nin geçici 15 nci maddesinde sayıları defter ve belgelerden hangilerinin zayi olduğu karara dere olunması zorunludur. Bu nedenle mahkemece öncelikle davacıya bu iddiası açıklattırılmalı ve mahkemece de gerekli gördüğü delilleri topladıktan sonra karara diğer bir deyişle zayi belgesine, zayi konusu defter veya belgelerin hangileri olduğu açıkca yazılmalıdır.
O halde, yukarıdaki usule aykırı yapılan yargılama ile verilen ve yeterli bilgileri içermeyen mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mümeyyiz vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA. 27.03.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.