 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2000/1449
Karar No: 2000/2162
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 04.11.1999 tarih ve 1999/84-1999/616 sayılıkararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatif yönetim kurulunun parasal yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle, müvekkili hakkında vermiş olduğu üyelikten ihraç kararında, sözü edilen 1 nci ve 2 nci ihtarnamelerin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle, yönetim kurulunun ihraç kararının iptali ile üyeliğinin tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili cevabında, çekilen ihtarnamelere rağmen, borcunu ödemeyen davacı hakkında verilen ihraç kararının doğru olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından ortaklıktan çıkarılma kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.12.1993 tarih ve esas 1993/18-778 karar 1993/876 sayılı kararında açıklandığı gibi davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen 1 ve 2 nci ihtarlar tebligatlar Kanunu'na aykırıdır. Şöyle ki, Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre yapılan tebliğ işleminde, kendisine tebligat yapılacak kimse veya muhatap adına tebligatı kabul edebilecek olanlardan hiçbirisinin gösterilen adreste bulunmaması ve tebligattan kaçınmaları halinde, tebliğ memurunun ne şekilde davranacağı tüzüğün 28.maddesinde yazılı olup, buna göre tebliğ memurunun "adreste neden bulunulmadığın bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtardan tahkik ederek, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak tevsik etmesi" gerekir iken, bu kurala riayet edilmeden yapılan tebliğ işlemi geçersizdir. O halde Kooperatifler Kanunu'nun 27.maddesine göre, davacıya borcunu bildirir ihtarlar, usulüne uygun tebliğ edilmediğinden davacı ortağa usulüne uygun yapılmış bir ihtardan söz edilemez. Bu durumda ihraca ilişkin 1163 sayılı Yasa'nın 27 nci maddesindeki şartlar oluşmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekir iken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.03.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.