Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/11053
K: 2001/2622
T: 30.3.2001

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
* KAR PAYI ALACAĞI
* GİZLİ KAR DAĞITIMI
* DOĞMAMIŞ HAK
Karar Özeti: Davacı, davalı şirketin kar payının dağıtılmaması kararının alınmasından sonra, anasözleşme hükümlerine göre dağıtılmamasına karar verilen bakiye kar payının sermaye artırımına gidilerek kullanılacağını ve bu miktar karşılığı payın şirket ortaklarına bedelsiz hisse senedi olarak dağıtılacağını tesbit ettiklerini ileri sürerek bu kararın fiili kar dağıtımı olacağını ve bu şekilde kurucu intifa senedi sahiplerinin kar payının ortadan kaldırılacağını öne sürmüş; kar payı alacağının tahsilini istemiştir. Oysa dava tarihinde henüz gizli kar dağıtımı konusunda alınmış bir karar bulunmadığından zamansız açılan davanın reddine karar verilmesi doğrudur.
(6762 s. TTK. m. 298, 467)
Taraflar arasında görülen davada (İstanbul Asliye 1. Ticaret Mahkemesi)nce verilen 28.6.2000 tarih ve 1998/1682-2000/675 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan sonra dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın (1700) adet kurucu hissesinin (33)'üne sahip olduğunu, davalıca 1988 yılından bu yana kar payı dağıtılma-yarak, karın yedek akçelere ayrıldığını ve ortaklara hisse senedi dağıtıldığını, oysa hisse senedi dağıtılmasının da kar payı anlamına geldiğini ileri sürerek, 1997 yılına ait kar payı ve faizi toplamı (22.205.621.024.)TL.nın reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kuruculara kar payının ancak kuruluş sermayesine orantılı olarak dağıtılabileceğini, genel kurul kararı ile kar payının dağıtılmamasının ve karın tamamının olağanüstü yedek akçelere ayrılmasının kararlaştırıldığını savunmuştur.
Mahkemece, sunulan kanıtlara, davalının anasözleşmesi, kayıt ve defterleri ile bilirkişiler kurulu raporuna dayanılarak, TTK.nun 467. ve Anasözleşme'nin 66/4. maddeleri uyarınca karın yedek akçeye eklenmesinin mümkün olduğu, yedek akçede biriken bu bedellerin sermayeye eklenerek ortaklara hisse senedi olarak verilmesinin kar payı dağıtılması anlamına gelmediği, çünkü bu durumda pay sahiplerinin ellerindeki hisse adedi değişmekle birlikte, hisselerin toplam değerinde değişiklik olmayacağı, genel kurulca 1997 yılı için kar payı dağıtımı konusunda alınmış bir karar bulunmadığı, bedelsiz hisse senetlerinin kar payı olarak dağıtıldığı varsayılsa bile, dava tarihi itibari ile davacının talep edebileceği bir kurucu payının da mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, anonim şirket kurucu intifa hakkı senedi sahibinin, kar payı alacağı istemine ilişkindir.
Yukarıda da özetlendiği gibi mahkemece, TTK.nun 467. ve davalı Anonim Şirket Anasözleşmenin 66/4. maddesi hükmü uyarınca karın yedek akçeye eklenmesinin mümkün olduğu, yedek akçede biriken bu bedellerin sonradan ana sermayeye eklenerek ortaklara bedelsiz hisse senedi olarak verilmesinin kar payı dağıtılması anlamına gelmeyeceği, genel kurulda 1997 yılı kar payı dağıtımı konusunda alınmış bir karar bulunmadığı, ortaklara bedelsiz hisse senetleri verilmesi yoluyla kar payı dağıtıldığı kabul edilse bile, bedelsiz hisse senedi verilme kararının davadan sonra yapılan genel kurulda alınmış olması nedeniyle, dava tarihi itibariyle davacının talep edebileceği bir kar payı alacağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı Anonim Şirketin, davadan önce yapılan 20.3.1998 günlü olağan genel kurulunda, 1977 yılı safi karından yasa ve anasözleşme gereğince yapılan kesintilerden sonra kalan karın Anasözleşmenin 66/4. maddesi gereğince olağanüstü yedek akçe olarak ayrılmasına karar verilmiş, davadan sonra yapılan 23.11.1998 günlü olağanüstü yedek akçe olarak ayrılmasına karar verilmiş, davadan sonra yapılan 23.11.1998 günlü olağanüstü genel kurulda ise, şirket ana sermayesinin artırılmasına, ayrılan bu ihtiyari yedek akçenin ana sermayeye eklenerek, hissedarlara bedelsiz hisse senedi verilmesi kararlaştırılmıştır.
Davalı şirket anasözleşmesinin safi karın tevzi ve tahsisine ilişkin 66. maddesinde, safi kardan %5 kanuni yedek akçe, %5 ileride vuku muhtemel zarar karşılıklarına ve %5 olağanüstü yedek akçe ayrıldıktan sonra, %5 oranında birinci kar payının ortaklara ayrılması ve ondan sonra kalan safi karın %10'un kurucu intifa hakkı senedi sahiplerine ödeneceği kabul edilmiştir. Aynı maddenin 4. fıkrasında ise, yukarıdaki ilk üç halden sonra kalan safi karın tamamı ve bir kısmının gelecek döneme devir veya olağanüstü yedek akçeye ayrılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Gerek TTK. nün 298. maddesi, gerekse anasözleşmenin anılan hükmüne göre, kar payı dağıtılmasına karar verilmesi halinde kurucu intifa senedi sahiplerine de kar payı tahakkuk ettirileceği ve dolayısı ile ancak bu koşulun gerçekleşmesi ile bu tür pay sahiplerinin şirketten kar payı talep etmelerinin mümkün hale gelebileceği anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında, davalı şirketin 1998 yılı genel kurulunda 1997 yılına ait bilançonun kabulü sebebiyle, anasözleşmenin 66/1. bendinde yazılı ve yukarıda sıralanan üç kalem ayrıldıktan sonra ortaklara kar dağıtılmamasına karar verilmesi ve bu karın Anasözleşmenin 66/4. maddesine göre, olağanüstü yedek akçeye ayrılmasında ilke olarak yasa ve anasözleşmeye aykırılık yoktur.
İlke bazında, kurucu intifa hisse senedi sahiplerinin kar payı talep edebilmeleri için kar payının şirketçe dağıtılmış olmasına karar verilmiş olması bir ön koşul olarak kabul ediliyorsa da, doktrinde de benimsendiği üzere, kurucu intifa hisse senedi sahiplerin kar payı dağıtım koşulları gerçekleştiği halde şirketçe, bu tür pay sahiplerine sözleşmesel haklarının kasıtlı olarak verilmemesi veya şirket yöneticilerinin kasıtlı tasarrufları ile bu haklarının zedelenmesi halinde gerek şirkete, gerekse yöneticilerin kişisel sorumluluklarına dayanılarak, bunlar aleyhine genel hükümlerden doğan dava haklarını kullanabilecekleri ve bu şekilde yoksun bırakıldıkları kar paylarını dava yolu ile isteyebilecekleri kabul edilmektedir. (Bkz. Prof. Dr. H. Domaniç, Anonim Şirketler ve Uygulaması. TTK. Şerhi II. Cilt. İst. 1988, Sh. 1084 vd., Dr.Ö. Teoman, Anonim Ortaklıklarda İntifa Senetleri, İst. 1978. Sh. 237.)
Ne varki davacı, dava dilekçesinde davalı şirketin kar payının dağıtılmaması kararının alınmasından sonra Anasözleşmenin 66/4. maddesine göre dağıtılmamasına karar verilen bakiye kar payının sermaye artırımına gidilerek kullanılacağını ve bu miktar karşılığı payın şirket ortaklarına bedelsiz hisse senedi olarak dağıtılacağını tespit ettiklerini ileri sürerek, bu kararın fiili kar dağıtımı olacağını ve bu şekilde kurucu intifa senedi sahiplerinin kar payının ortadan kaldırılacağını ileri sürerek kar payı alacağının tahsilini istemiştir.
Oysa, gerek bilirkişi raporunda belirlendiği, gerekse mahkeme kararında kabul edildiği üzere dava tarihinde henüz bu konuda alınmış bir karar yoktur. Diğer bir deyişle, davacı iddiasına göre gizli kar dağıtımı olan karar dava tarihinde henüz alınmış değildir. Bu nedenle zamansız açılmış bulunan davanın reddine karar verilmiş olması bu yönden doğru görülmekle ve sırf bu gerekçe ile sınırlı olmak üzere onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün (ONANMASINA), bakiye 1.160,000.- lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 30.3.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18
  • [İcra takipleri] Icrada borçlunun yaptiği işlem zamanaşimini keser mi? 
  • 16.04.2024 14:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini