Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/10580
K: 2000/10123
T: 15.12.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • APEL ÇAĞRISI
  • TEMERRÜT
  • ISKAT
Karar Özeti:   Ortak,  usulüne uygun temerrüde düşürülmeden TTK. nun 408 maddesinde öngörülen ıskat ihtarı çekilemez Davacıya gönderilen çağrı ve ilanlar TTK. nun 37, 406 ve 408. maddelerinde yazılı yasal kurallara uygunluk arz etmediğinden hukuki sonuç doğurmazlar.
(6762 s. TTK. m. 37, 406, 408)
(818 s. BK. m. 128)
Mermin ile T.... Otelcilik Turizm Aş -Hilmi - Füsun arasındaki davadan dolayı (Alanya ikinci Asliye Hukuk Mahkemesi)nce verilen 29. 02. 2000 gün ve 1995/383 - 2000/67 sayılı kararı onayan Daire'nin 19.9.2000 gün ve 2000/4903 - 2000/6831 sayılı kararı aleyhinde davalılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin başlangıçta davalı şirketin %10 paylı ortağı olduğunu, şirketin %50 payına sahip olan müvekkilesinin babasının paylarını eşi ve çocuklarına devrettiğini, müvekkilesinin kendi paylarının sermaye bedellerini tamamen ödediğini, davalı şirketin babasından devraldığı 28. 387 adet hissenin 3/4 sermaye bedellerinin ödenmediği iddiası ile çağrı yaptığını, bu çağrının usulsüz olduğunu, bu durumda müvekkilesi hakkında ıskat prosedürünün uygulanmasının yasanın emredici kurallarına aykırı olduğunu, buna rağmen sermaye bedelinin ödenmediğinden bahisle yönetim kurulunun 20.05.1994 tarihli kararı ile ortaklıktan çıkarılıp, müvekkilesine ait payların diğer davalılarca satıldığını ileri sürerek, yönetim kurulu kararının iptaline ve hisselerin iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, temerrüt idrarının ve ıskata ilişkin tüm işlemlerin usulüne uygun yapıldığını ve davacının hisse karşılığı bedellerini de tahsil ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, apel ihtarının TTK.nun 406. maddesindeki şartlan taşımadığı, böylece ortağın usulüne uygun temerrüde düşürülmediği, temerrüde düşmeyen ortağa karşı TTK. nun 408. maddesindeki usul uygulanarak ıskat kararının verilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davalılar vekilinin temyizi üzerine, karar Dairemizce onanmıştır.
Davalılar vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Anonim ortaklıklarda, pay sahibinin borcu, taahhüt ettiği payların karşılıklarını ifaya yöneliktir. Bu ilke, hem nakdi, hem de ayni sermaye taahhüdü için geçerlidir. Bu ortaklıklarda paydaşlardan ödenmemiş bakiye sermaye taahhütlerinin istenmesi ve buna bağlı olarak gündeme gelen pay sahiplerinin ıskatı usul ve şartları, T. Ticaret Kanunu'nun 406-408. maddelerinde emredici kurallarla düzenlenmiştir. Buna göre, sermaye borcunu ödemeyen bir pay sahibinin ıskat edebilmesi için öncelikle temerrüde düşürülmesi gerekir. Temerrüdün sözkonusu olabilmesi için de bakiye sermaye borcunun ödenmesi konusunda yetkili organın bir karar alması ve bunu sözleşmede öngörülen usul ve şekilde talep etmesi, uygulamadaki ifade ile, apel işlemini yapması gerekir.
Apel çağrısının yapılması sırasında öncelikle bu ayrımın gözönünde bulundurulması gerekir. Esas sözleşme ile ifa için pay sahiplerine ihbar yapılması şart koşulmuşsa borç, ihbar ile muaccel olur (BK. 128). Esas sözleşmede özel bir düzenleme yoksa, TTK. nun 406. maddesi uygulanır. Anılan hüküm, ifa tarihinin esas sözleşme veya genel kurul kararı ile belirlenmediği durumlarda yapılacak çağrıya ilişkin bir yedek hukuk kuralıdır (Bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu-Ortaklıkiar ve Kooperatifler Hukuku 8. Bası Sh. 559 vd.).
Somut olayın incelenmesine gelince; şirket esas sözleşmesinde bakiye sermaye borcunun ödenmesi için özel bir düzenleme yapılmamıştır. Sermaye konusunu düzenleyen 6. maddede, sadece bakiye sermaye borçlarının yönetim kurulu tarafından isteneceği belirtilmiş ancak bunun usul ve yöntemleri düzenlenmemiştir.
Esas Sözleşmenin 12. maddesinde ise ilanların, TTK. nun 37. maddesinin 4. fıkrası hükmü saklı kalmak kaydıyla, şirket merkezinin bulunduğu yerde çıkan bir gazete ile en az 15 gün evvel yapılacağı belirtilmiştir. Görüldüğü gibi, bakiye sermaye borçlarının taahhütlü mektupla isteneceğine dair bir hüküm olmadığı gibi, aksine esas sözleşmenin anılan maddelerinde ilandan söz edildiğine göre, şirket sözleşmesindeki bu düzenleme, TTK. nun 406. maddesine paralel bir düzenleme olarak yorumlanmalıdır. Diğer taraftan, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın 1995/1 sayılı tebliğinde, nakit yoluyla sermaye artırım işlemlerinin tamamlanmasından itibaren 15 gün içinde, Ticaret Sicili'ne tescil edileceği, tescili müteakip artan sermayeyi taahhüt edenlerin apel borçlarını ödemek üzere Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan yoluyla davet edileceği belirtilmiştir. Bu düzenlemede de apel çağrısının ilanla yapılacağı benimsenmiştir.
Öyleyse, şirket esas sözleşmesinde apelin nasıl isteneceğine dair bir hüküm yoksa, apel çağrısının TTK.nun 406. maddesi uyarınca ortaklardan : ilan suretiyle istenmesi gerekir. Ayrıca, aynı ilan ve taahhütlü mektup tebliği suretiyle hem apel için süre verilmesi, hem de bu sürenin TTK. nun 408. maddesindeki ihtar yerine geçmesi mümkün değildir. Başka bir deyişle, ortak usulüne uygun temerrüde düşürülmeden TTK. nun 408. maddesinde öngörülen ıskat ihtarı çekilemez. Davacıya gönderilen çağrı ve ilanlar yukarıda yazılı yasal kurallara uygunluk arz etmediğinden hukuki sonuç doğurmazlar. Bu gerekçelerle davalılar vekilinin karar düzeltme talepleri yerinde bulunmadığından, dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar vekilinin karar düzeltme talebinin reddi gerekir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 442. maddesi gereğince (REDDİNE) alınmadığı anlaşılan 4.240.000 lira karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK. nun 442/3. madde hükmü uyarınca, takdiren 15.000.000 lira para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 15.12.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18
  • [İcra takipleri] Icrada borçlunun yaptiği işlem zamanaşimini keser mi? 
  • 16.04.2024 14:18
  • Memnu Hakların İadesi TMK 7/2 Hk. 
  • 15.04.2024 17:33
  • Taahhüt ve Muvafakat İptali 
  • 14.04.2024 14:27
  • [Sigorta hukuku] Dain-i Mürtehin ve Kasko Ödeme Süreçleri 
  • 13.04.2024 08:25


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini