Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 14.09.2000 tarih ve 2000/624 - 2000/503 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacılar vekili, Mısır Çarşısı Ltd.Şti.nin % 60 payının müvekkillerine, % 40 payın ise

davalıya ait olduğunu, halen şirket müdürlüğünü de davalının yürüttüğünü, ancak, müdürlük görevini yasalara aykırı olarak sürdürdüğünü, imza taklit ederek kararlar aldığını, kar payı dağıtılmamasına rağmen istemini de reddettiğini ileri sürerek, genel kurulun resen gün belirlenerek yapılmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, 16.12.1991 tarihinde taraflarca kurulan şirketin kuruluşundan itibaren genel kurulunun yapılmadığı, TTK.nun 538 nci maddesi gereğince davacılar tarafından başvurunun da değerlendirilmediği gerekçesiyle genel kurul toplantısı yapmak üzere davacılara yetki verilmesine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1-Dava, TTK.nun 538 nci maddesine dayanılarak açılmış genel kurul toplantısına çağrı izni verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, tüm ortakların davada taraf olduğu, bu nedenle şirketin de taraf olarak gösterilmesine gerek olmadığı, davacıların genel kurulu toplantıya çağırma istemlerinin yerinde olduğu gerekçesiyle dava kabul edilmiştir. Ancak, taraflar arasında Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesi'nin 1998/894 Esas sayılı dava derdest olup, davalı vekili söz konusu davada şirkete kayyım atandığını, bu nedenle davada kayyımın da yer alması gerektiğini savunmaktadır. Her ne kadar bu davada tüm şirket ortakları taraf ise de, ortaklar ile f şirket yararlan çatışma halindedir. O halde, temyiz konusu bu davada şirketi temsilen kayyımında yer alması gerekmekte olup, husumete yönelik bu savunmanın yargılamanın her aşamasında göz önünde tutulması gerekir iken, bu husus göz ardı edilerek davanın sonuçlandırılması doğru görülmemiştir.

2-Kabul şekline göre de, genel kumlun toplantı gündeminin de belirlenmesi gerekir iken, gündem belirlenmeden toplantıya çağrı izni verilmesi de doğru görülmemiş, kararın bu nedenle dahi bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine,

15.01.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

 

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972