 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/9612
Karar no: 1999/4158
Tarih: 20.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki Ankara 8.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 1.10.1998 tarih ve 1997/779-1998/689 sayılı kararın Yargıtay incelemesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 18.5.1999 günde davacı avukatı Ergün ile davalı avukatı Taner gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Hüseyin Çiftçi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi Hatice'nin 2.11.1990 başlangıç tarihli poliçe ile davalıya yaşam sigortası yaptırdığını ve son yatırdığı aylık prim tutarının 600.000 lira olduğunu murisin 26.1.1997 tarihinde ölümünden sonra müvekkillerine toplam 326.000.000 lira tazminat ödenmesi gerekirken davalı tarafından 66.627.000 lira ödendiğini ileri sürerek 253.373.000 liranın murisin ölüm tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, sigortalının prim artırım talebinden önce yüksek tansiyon hastalığına yakalandığını bu hastalığını gizlediğini, sigorta sözleşmesi gereğince hastalığın gizlenmesi suretiyle sağlanan prim artışlarının hükümsüz bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddiaya, savunmaya, toplanan delillere bilirkişi raporuna göre, sigortalılık süresinde yüksek tansiyon hastalığının ortaya çıkması halinde sigortacının izni alınması gereken bir durum olmadığı prim artışının günün koşullarına göre sigorta değerinin korunması için sigortacı şirketin isteği ile yapıldığını ve poliçe genel şartlarının A-4.maddesinde sigortacının sigortalısından prim artışı yapılırken sağlık durumuyla ilgili rapor isteme hakkı bulunduğu halde böyle bir hakkın kullanılmadığı, bu durumda sigortalının ölümüyle sonuçlanan sözleşmeye göre son ödenen prim üzerinden davacıların tazminat almaya hak kazandıkları gerekçesiyle davanın kabulü ile 253.373.000 liranın 26.1.1997 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacıların murisi sigorta ettiren davalı sigortacının teklif ettiği primi kabul edip ödediğine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle kararın ONANMASINA, 65.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9.121.000 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 20.05.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.