 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/9292
Karar no: 2000/193
Tarih: 24.01.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Beyoğlu 4.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 24.12.1997 tarih ve 1996/202 - 1997/921 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkil şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçe ile sigortalı aracın davalı tarafından müvekkile haber verilmeksizin dava dışı Ahmet'e satıldığını, bu şahıs taralından kullanıldığı sırada aracın banka bir şahsa ait araca çarparak hasarlanmasına neden olduğunu, 3.şahsın zararının müvekkilce ödendiğini, satış işlemini müvekkile bildirmeyen sigortalıya rücu hakları bulunduğunu ilen sürerek, 17.099.783.- lira'nın ödeme tarihi olan 26.01.1995'den itibaren reeskont oranı üzerinden faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilin kazadan önce aracını dava dışı Ahmet'e noter senedi ile satıp devrettiğini, bu nedenle müvekkile husumet yöneltilemeyeceğini, devrin sigortacıya bildirilmemesinin de davacıya rücu hakkı vermeyeceğini ilen sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, kazada dava dışı Bülent'in % 100 kusurlu ve Bülent aracındaki hasarın 27.359.652.- lira olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karan, davalı vekili temyiz etmiştir.
l-Dava, zorunlu trafik sigortacısı davacı şirket vekili tarafından, kendisine sigortalı 16 ... 6846 plaka sayılı aracın, dava dışı kişiye ait 16 ... 844 plakalı araca çarpması sonucu bu kişiye 17.099.783.- lira sigorta tazminatı ödediğini ileri sürerek, sigortalı aracı rizikodan önce üçüncü kişiye müvekkili sigortacısına haber vermeden devreden davalının akde aykırı davrandığını ileri sürerek ödediği tazminatı kendi sigortalısı olan davalıdan rücuan tahsili istemine ilişkin bulunmaktadır.
Oysa, mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda, davalı sigorta ettirenin rizikonun meydana gelmesinde kusuru olmadığı, tüm kusurun davacı sigorta şirketinin ödemede bulunduğu dava dışı kişiye ait araçta bulunduğu belirlenmiştir. Böyle bir durum karşısında KTK.nun 85 ncı maddesi hükmü uyarınca sigorta ettirenin, bir sorumluluğu bulunmadığına göre, onun zorunlu trafik sigortacısı davacının da üçüncü kişiye karşı ödeme sorumluluğu aynı yasanın 91 ve sigorta poliçe şartlarının l nci maddesi hükümleri uyarınca bulunmamaktadır. Buna rağmen ödeme yapan sigortacının ise sigortacısına karşı rücu hakkı mevcut olamaz. Mahkemece davanın öncelikle bu yönden reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Kabul şekli bakımından ise, davacı sigortacı işletenin değişmesi hukuki sebebine dayalı olarak bu davayı açtığına, davalı tarafça ise işletenin değişmesinin sigortacının sigortalısına rücu hakkı veremeyeceği savunması yapıldığı halde mahkemece bu iddia ve savunmalar değerlendirilip, tartışılmadan hüküm kurulmuş olması da isabetsiz görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.01.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.