 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E : 1999/8997
K : 1999/10074
T : 07.12.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Tararlar arasındaki Ankara Asliye 1.Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 8.4.1999 tarih ve 1997/416-1999/189 sayılı kararın Yargıtay incelemesi duruşmalı olarak davalılar muk.davacılar vekili tararından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 23.11.1999 günde davacı mk.davalı avukatı Ali D... gelip, davalı muk.davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de suresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan tarat avukat dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve sure darlığından ötürü ışın incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket ortakları olan diğer davalı ve davacı arasında yapılan 16.2.1997 tarihli protokolle davacının şirketteki payının (954.000.000) TL karşılığında devrinin kararlaştırıldığını, ancak anıları meblağın ihtara rağmen ödenmediğini, başlatılan icra canibinin de itiraz ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ve %40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, anlaşma tararı olmayan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, dayanılan protokolün tahrir edilerek gerçekte olmayan bir alacağın iddia edildiğini savunarak davanın reddini istemiş; karşı davada ise müvekkili Halil A...ın protokolden doğan (693.000.000) TL alacak ve (1.000.000.000) tl cezai şart talep hakkının ve davacının götürdüğü yanan kasadan dolayı müvekkili şirketin (60.000.000) TL alacak hakkı doğduğunu, ileri sürerek, anılan meblağların davacıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, sunulan kanıtlara, şirket ticaret sicil dosyasına, tanık anlatımlarına ve bilirkişi raporlarına dayanılarak, davalı şirketin gayrı resmi ortağı olan davacının şirkete (351.000.000) TL borcunun mahsuben kapatıldığını ve şirketten (954.000.000) TL alacağı bulunduğu, karşı davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile takibin (954.000.000) TL.lık kısmına yönelik itirazın iptaline eve (381.600.000)z TL inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar (karşı davacılar) vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davanın dayanağı olan 16.2.1997 tarihli "tutanak" başlıklı protokolde davacının yanısıra davalı şirketin tüm ortaklarının imzasının bulunmasına ve şirketçe bir takım taahhütler altına girilen bu protokolün şirketin yetkili temsilcisi olan diğer davalı Halil A... tarafından da imzalanmış bulunmasına göre, davalı şirkete husumet yöneltilmesinde bir aykırılık görülmemesi nedeniyle davalılar vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak, uyuşmazlığın ilişkin olduğu 16.2.1997 tarihli protokolde davalı şirket özvarlığından davacıya bir takım ödemeler yapılması öngörülmüş bulunmasına göre, muhasebeci bilirkişice düzenlenen ilk rapora yönelik olarak davalılar vekilinin 14.2.1998 tarihli dilekçedeki istemi gözetilerek bilirkişiye davalı şirket kayıtları incelettirilerek şirketin fiili durumunun ve özvarlığının protokole uygunluğu konusunda rapor alınarak oluşacak sonuca göre davacının talep edilir alacağının kesin olarak saptanması gerekirken, bilirkişinin mahkemenin mutlak yetkisi ve görevi olan sözleşmenin yorumcudan ibaret raporları ile yetinilerek eksik incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE 2.bentte açıklanan nedenlerle kararın davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, davalılar vekilleri tebligata rağmen gelmediğinden vekillik ücreti takdirine yer olmadığa 7.12.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.