 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1999/8976
Karar No : 2000/4166
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki Beyoğlu 2.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 5.3.1999 tarih ve 1998/452-1999/65 sayılı kararın Yargıtayincelemesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 21.3.2000 günde davacı avukatı Nurettin Buran ile davalı avukatı T... gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde içinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karar bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Seyfi Çizmeci tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkilinin M/V H... gemisine Mısır'ın Port Said limanında yakıt sattığını, davalı gemi işleticisinin borcu ödemediğini ileri sürerek TTK.1235/6 ve 1236 maddeleri gereğince M/V H... gemisi üzerinde 33.544,73 USD yakıt alacağı için kanuni rehin hakkı tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kanuni rehin hakkının gemiyi takip edeceğini, M/V H... adlı geminin donatanın müvekkili şirket olmadığını, yakıt alacağının TTK. M.1235 maddesine göre gemi alacaklısı hakkı vermediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacı şirketin yakıt satışı nedeniyle 27.840.37 Dolar alacaklı olduğu, ancak, M/V H... adlı geminin adının H... olarak değiştirildiği, gemi maliki olan Y... Finansal Kiralama A.Ş.nin gemiyi K... Altın Deniz Ticaret A.Ş.ne kiraladığı, halen geminin bu şirket tarafından işletildiği, bu durumda davacının gemi üzerinde kanuni rehin hakkı tanınmasını isteyemeyeceği, davalıya karşı alacağın tahsili davası açabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, tahsil talebinde bulunmaksızın M/V H... gemisinde 20.04.1996 tarihinde Mısır'ın Port Said limanında yakıt verdiklerini, davalının bu geminin işleticisi olup, borcu ödeyeceğini sözlü ve yazılı olarak kabul etmesine rağmen ödemediğini ileri sürerek, 33.544.73 USD lik yakıt alacağı için TTK.1235/b ve 1236 maddeleri uyarınca gemi alacaklısı hakkı nedeniyle M/V H... gemisi üzerinde kanuni rehin hakkının tanınmasını istemiştir.
Davalı, müvekkilinin gemi donatanı bulunmadığını, gemi malikinin ve işleticisinin halen başkası bulunduğunu savunmuştur.
Gemi Sicil Memurluğunun yazısına göre, İstanbul Limanının 6601 sicilinde kayıtlı bulunan H... isimli geminin 31.12.1998 tarihi itibariyle isminin H... olarak değiştirildiği 4.12.1998 tarihli itibariyle geminin malikinin Y... Finansal Kiralama A.Ş. ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu uyarınca finansal kiracı ve işletenin de K... Altındeniz Ticaret ve Sanayi A.Ş. olduğu bildirilmiştir.
Deniz Hukuku uygulamasında gemi ve yük alacaklısı haklarının nasıl kullanılacağı hususu uygulamada tartışmalı bulunmaktadır. Doğru bir sonuca varılabilmesi için kanuni rehin hakkının hukuki mahiyetinin açıklığa kavuşturulması gerekir Menkul rehninde egemen olan ilke "rehnin alacağa bağlılığı" veya "ferilik" ilkesidir. Alman/İsviçre/Türk Hukukunuda benimsenen bu ilkeye göre rehin, fer'i bir haktır, doğuşu, varlığı ve son bulması, temin ettiği alacağa bağlıdır. Tek başına bir mal varlığı değeri yoktur. Alacaktan bağımsız olarak var olamaz ve hukuksal işlem konusu yapılamaz (Köprülü/Kaneti, Sınırlı Ayni Haklar, 2.Bası, İst.1982, paragraf 31 12 vd.)
Menkul Rehni'nin fer'iliği ilkesi, Medeni Hukukta olduğu gibi Deniz Hukukunda gemi alacak hakkı ve yük alacaklısı hakkı bakımından Alman ve Türk Deniz Hukukunda aynen benimsenmiştir. (Prübmann/Rabe, Seehande/srecht 3.Auflage, Munchen 1992 Vor &/54 10.1. Prof.Dr.Tahir Çağa, Ticaret Hukuku, C.III 3.Baskı, 1997, sh 40) Nitekim, TTK.nun 1235 ve aynı yasanın 1077, 1204, 1232 maddelerinde tanınan kanuni rehin haklarının, bu maddelerde sayılan alacakları temin etmek üzere yer aldıkları açıklıkla belirtilmiştir. Belirtmek gerekirki, gemi alacaklısı hakkı, aslında şahsi bir haktır. Sair şahsi-nisbi haklardan farkı, gemi alacaklısına sağladığı mütalebe hakkı, Borçlar Hukuku unsurları ile ayni unsurlardan terekküp eder. Başka bir anlatımla, burada bir alacak hakkı bir ayni hakla birleşmektedir. Öyleyse gemi alacaklısı hakkı, doğumu anında donatan veya gemi işletme müteahhidine dönük, gemi üzerinde bir rehin hakkı ile temin edilmiş bir alacak hakkıdır. Gemi alacaklısı hakkı ile techiz edilmiş bu alacağın borçlusu, kendisine karşı alacağın doğduğu donatan veya gemiyi işleten kimsedir. Buna mukabil ayni mesuliyet, gemi kimin eline geçmiş olursa olsun, geminin mülkiyeti ile birlikte intikal eder. Geminin el değiştirmesi sonucunda borç kimin şahsında doğmuşsa onda kalır. Ayni hak, yani rehin hakkı TTK. 1236/2 maddesi uyarınca gemi ve navlunu takip eder. Aynı yasanın 946/2 maddesi uyarınca sonradan gemiyi satın alan gemi maliki, gemi alacaklısı sıfatıyla talepte bulunan kişiyi hakkını istemekten men edemez. (Prof.Dr.Turgut Kalpsüz, Gemi alacaklısı Hakkının Hukuki Mahiyeti, Prof.Dr.Yaşar Karayalçın'a 65 Yaş Armağanı sh.311 vd;).
Yukarıda yazılı gerekçelere göre fer'i bir karakteri haiz olan rehin hakkı kararının ilamlı icraya konu olabilmesi için, talebin alacak isteğini kapsaması ve bununla birlikte kanuni rehin hakkının tanınması (tesisi) nın istenmesi gerekir. Bu gerekçelerle sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle sonucu itibariyle doğru olan kararın ONANMASINA 65.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 710.000 lira temyiz ilam harcının temyiz edene iadesine, 12.5.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.