 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 1999/8595
Karar No: 2000/1950
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın İzmir 3.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 12.7.1999 tarih ve 1998/533-1999/480 sayılı kararınYargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 7.3.2000 günde taraf avukatları tebligata rağmen gelmediklerinden tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dava dosyası için Tetkik Hakimi Ömer Özdemir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili müvekkilinin hamili olduğu senet bedelinin tahsili için, davalı aleyhine girişilen icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini %40 inkar tazminatının tahsilini talep etmiş, daha sonra davayı ıslah ederek davaya alacak davacı şeklinde devamını istemiştir.
Davalı vekili, davacının tazkip talebinin müvekkili hakkında İcra Hakimliği'nce iptal edildiğini, müvekkiline karşı protesto koşulunun yerine getirilmediğini, davanın konusunun ve miktarının değiştirilmesine rıza göstermediklerini ifade etmiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, davacının yaptığı takibe davalının protesto edilmediğinden cirantanın hakkında takip yapılamayacağından bahisle itiraz etmiş ise de, davacının genel mahkemelerde davaya itirazın iptali veya alacak davası olarak dava açabileceği ıslaha gerek bulunmadığı buna rağmen davanın ıslah edildiği, davacının davalıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle 1.072.000.000 liranın davalıdan yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, TTK.nun 626 ve devamı maddelerinde öngörülen protesto koşulunu yerine getirmediğinden kombiyo senedine dayalı olarak dava hakkı düşmüştür. Nitekim davacının davalı hakkında giriştiği icra takibine yönelik itiraz üzerine davalı hakkındaki takibin İcra Hakimliğince iptal edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı ciranta hakkında ancak temel ilişkiye dayalı olarak dava açabilir ise de, ıslah dilekçesinde de temel ilişkiye dayanılmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulü doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, davalı vekili duruşmaya gelmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ödediği temiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 7.3.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.