 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1999/8492
Karar No : 1999/10456
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Ankara Asliye 7.Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 3.6.1999 tarih ve 1998/853-1999/243 sayılı kararınYargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkili bankadan kredi kullanan davalının borunu ödememesi üzerine Almanya-Munih 3.Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açtıkları alacak davasının uzlaşma ile sonuçlandığını ve verilen kararın 8.8.1978 tarihinde kesinleştiğini, davalının Almanya'daki adresinde bulunmamsı nedeniyle kararın infaz edilemediğini, daha sonra davalının Türkiye'de yerleştiğinin belirlendiğini ileri sürerek yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ilamın kesinleşmesinden itibaren 10 yıldan fazla süre geçmekle istemin zamanaşımına uğradığını kaldı ki ilamda adı geçen kişinin müvekkili olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; İİK.nun 39/1 ve BK'nun 135/2.maddeleri uyarınca alacağına yönelik kararın kesinleşmesinden itibaren 10 yıldan fazla süre geçtiğinden ilamın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verdiği karar, Dairemizin 28.5.1998 tarih ve 383-3945 esas ve karar sayılı ilamı ile 2675 sayılı MÖHUK'nun 7.maddesine göre zamanaşımının hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tabi olduğu, uyuşmazlığın kaynaklandığı Alman Yasalarının ilgili hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilerek bozulması üzerine, bozmaya uyulmuş toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davalının duruşmada alınan imza örnekleri ile banka kredi sözleşmesindeki imzanın karşılaştırılması sonucu, imzanın davalı eli ürünü olduğunun anlaşıldığı gerekçeleriyle, Alman Münih 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen kararın aynen tenfizine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir,
2675 sayılı MÖHUK'nun 21.maddesinde "Hakim, Türk Kanunlar İhtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuka re'sen uygular. Hakim, yetkili yabancı hukukun muhtevasının tesbitinde tarafların yardımından isteyebilir." Hükmüne yer verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulduğuna göre bozma ilamında belirtilen zamanaşımına ilişkin Alman Yasalarının ilgili hükümlerinin temini için taraflara süre verilmesi, tarafların temin edememesi halinde resen araştırma yapılarak yabancı mevzuatın getirilmesi, tüm araştırma yapılarak yabancı mevzuatın getirtilmesi tüm araştırmalara rağmen temin edilememesi halinde aynı yasanın 2/2 maddesine göre Türk Hukukunun zamanaşımına ilişkin hükümlerinin resen uygulaması gerekirken, bozmanın açıklanan bu gerekleri yerine getirmeden işin esasına girilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bu sebepten bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Yukarıda açıklanan bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazların incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.12.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.