 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 1999/8278
Karar No: 1999/10036
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Tokat Asliye 2.Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 12.7.1999 tarih ve 1999/105-222 sayılı kararınYargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili, davalının müvekkili bankanın Almus Şubesi nezdinde çek hesabı bulunduğunu, hesapta para bulunmamasına rağmen 22.1.1999 tarihli toplam 1.470.000.000 TL bedelli iki adet çekin hamiline ödeme yapıldığını, davalının 650.000.000 TL çek bedelinin 15.2.1999 günü, 820.000.000 TL çek bedelini de 16.2.1999 günü bankaya ödediğini, ancak çek taahhütnamesi gereği ödemesi gereken faiz KKDF, %10 tazminat ve BSMV olarak 278.330.999 TL.nın davalı tarafından ödenmediğini ileri sürerek 278.330.999 TL.nın 22.3.1999 tarihinden itibaren reeskont oranında faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı çek bedellerinin ödenmemesi konusunda verdiği talimata banka görevlilerinin uymadığını, bankanın yanlış ödemesinde kendi kusuru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre dava konusu 22.1.1999 tarih ve 650.000.000 TL ile 820.000.000 TL bedelli çeklerin davalı tarafından keşide edildiği, ancak davalının 20.12.1998 tarihli yazılı talimat ile bu çek bedellerinin ödenmemesi talimatı verdiği, buna rağmen davacının çek bedelini ödediği, TTK.nun 711/son maddesi uyarınca keşidecinin muhatabı ödemeden men yetkisi bulunduğu, davalının talimatına rağmen çek bedelini ödeyen davacı bankanın, geç ödemeden dolayı faiz ve tazminat isteyemeyeceği, davacının çek taahhütnamesinin 5.maddesine dayanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, çek hesabı müsait olmadan davalının keşide ettiği çeklerden dolayı yapılan ödeme nedeniyle faiz, fon ve vergilerin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı ise, TTK.nun 711/son maddesi uyarınca verilen talimata aykırı davranan davacının kusurlu olduğunu savunmuştur. Davalı keşideci, ekonomik durumunun bozulması nedeniyle çek hamilleri ile yapılan anlaşmadan bahsederek 20.12.1998 tarihli yazı ile muhatap bankayı ödemeden men etmiş, muhatap (davacı) banka ise 22.1.1999 ve 15.2.1999 keşide tarihli çek bedellerini hesabın müsait olmamasına rağmen hamillere ödemiştir. TTK.nun 711/son maddesinde "keşideci çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğu iddiası ile muhatabı zeki ödemekten men edebileceği" hükmü yer aldığından, yazılı halin dışında keşidecinin çekin ödenmesi men hakkı yoktur. Dolayısıyla muhatap bankanın, anılan yasa hükmüne uygun olmayan davalı talebine uymamasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Hesapta para olamadan çek bedelinin ödenmesi halinde uygulanacak esaslar ise taraflar arasındaki sözleşmenin 5.maddesinde düzenlenmiştir. Mahmekece 22.5.1997tarihli çek taahhütnamesinin 5.maddesine göre davacı bankanın alacağının bilirkişi marifetiyle tesbiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, TTK.nun 711/son maddesine uygun olmayan davalı talimatına geçerlilik tanınmak suretiyle davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden iadesine, 6.12.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.