 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/823
Karar no: 1999/3150
Tarih: 22.04.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 14.9.1998 tarih ve 19971097-1998/190 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili
tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı bankanın selefi A. Bankası A.Ş. ile imzalanan ömür boyu emeklilik sözleşmesi uyarınca ilgili bankaya 7 yıl boyunca aylık 150 DM. yatırdığını, ödemelerin 28.12.1988 tarihinde tamamlandığını, 7 yıl sonunda bağlanan emekli maaşının 30.000 lira olup, en son 270.000 liraya çıkarıldığını, ancak bu miktarın bugün için hiç bir ekonomik değeri bulunmadığını ileri sürerek; aylık ödemelerin dava tarihinden itibaren 40.000.000 lira olarak tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının aylık ödemeleri yaptığı tarihteki kur üzerinden Türk Lirası olarak saptanan tutarlara yıllık mevduat
Faizi de uygulanmak ve dava tarihine kadar davacıya yapılan emeklilik ödemeleri düşülmek suretiyle dava tarihindeki anaparayı oluşturan 781.559.697 TL %75 oranında yürütülmesi sonucu aylık olarak davacıya ödenmesi gereken faizin 48.849.356 lira olması gerektiği gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmede davacının 15.7.1981 tarihinden itibaren ayda 150 DM. ödenmesi koşuluyla yedi yıl sonunda kendisine 30.00 lira aylık bağlanacağı kararlaştırılmış bulunmaktadır.
Davacının 7 yıl boyunca yabancı para cinsinden ödemede bulunacak olmasına ve kur artışları sonucunda da bu ödemenin TL. karşılığının giderek artacağının kuşkusuz bulunmasına göre, davacının yedi yıl sonra kendisine bağlanacak olan 30.000 liradan elde etmeyi umduğu yararı sisteme katıldığı tarihteki koşullar gözetilerek değerlendirmek ve belirlemek gerekir. Bu durum, TL.nin DM. karşısında sürekli değer kaybetmesi nedeniyle esasen hakkaniyete de uygun bulunmaktadır.
Bu itibarla, mahkemece, bilirkişi aracılığı ile 30.000 liranın, davacının sisteme katıldığı tarihdeki DM. karşılığı belirlenip bunun dava tarihindeki tutarı hesaplanarak uyarlanacak miktar saptanmalıdır. Mahkemece; hükme dayanak yapılan bilirkişi raporundaki faizin kapitalize edilmesi yöntemiyle yapılan hesaplamadaki miktarlar fahiş olup, doğru bulunmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.04.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.