 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/8173
K : 1999/10006
T : 06.12.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Tararlar arasındaki davanın Ankara Asliye 2. Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 26.5.1999 tarih ve 1999/162-307 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Hüseyin Ulus tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyeliğinden ayrıldığını, ancak, yatırdığı paranın nemalarının ödenmediğini ve başlatılan takibe haksız yere itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı isteğinin herhangi bir dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davalının davacıya aidat ödemelerinden başka bir miktar ödeme taahhüdünün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) İtirazın iptali davası, İIK.nun 67. maddesi uyarınca, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat etmek amacıyla açılır. Bu davanın reddi halinde, maddede öngörülen kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için, davacı alacaklının, takibinde haksız olmasının yanı sıra; kötü niyetli olduğunun da ispatı gerekir. Kötü niyetin varlığı, öğreti ve uygulamada genel olarak, alacaklı olmadığını bilmesine rağmen, alacaklıymış gibi takibe geçilmesi halinde kabul edilmektedir.
Somut olayda, davacının takibe koyduğu belge, ortaklıktan ayrılma dolayısıyla davalı kooperatifçe verilen ve ayrılan ortağa nema ödemelerinin ne şekilde yapılacağını belirleyen bir yazıdır. Hu belge ödeme veya ibra makbuzu ile hükümden düşürülmüş veya davacının da karıştığı bir sahtecilik iddiasına konu edilmiş değildir. iddia edilen alacağın doğmadığı, sözü edilen belgedeki nema alacağının, aslında ortaklıktan ayrılış nedeniyle, ortağın payına karşılık ödenmesi kararlaştırılan miktar olduğu; ayrıca yatırdığı aidatların neması anlamına gelmediği, belgenin yorumlanması ve tüm dosya içeriğinin değerlendirilmesiyle ortaya çıkmaktadır.
Bu durumda davacının kötü niyetli olduğu ispatlanmış sayılamayacağından, davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 6.12.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.