 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/8071
Karar no: 2000/1725
Tarih: 02.03.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Konya Asliye 3. Hukuk Mahkemesinde görülerek verilen 8.6.1999 tarih ve 1996/542-1999/303 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 29.2.2000 günde taraf avukatları tebligata rağmen gelmediğinden tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin
gereği görüşülüp,düşünüldü:
Davacı vekili müvekkilince ihraç edilen taze patates emtiasının Çek Cumhuriyetine taşıma işinin davalı tarafından üstlenildiğini,iki araçta taşınan emtianın kararlaştırılan sürede taşınmaması nedeniyle yükün alıcıya hasarlı olarak teslim edildiğini, bu nedenle müvekkilinin 16.579 USD zarara uğradığını ileri sürerek bu meblağın faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davanın zamanaşımına uğradığını, taşımanın süresinde yapılmadığını, usulüne uygun tespit yapılmadığını, bozulmanın yükün zati ayıbından ve kötü
ambalajlamadan olduğunu, talebin haksız ve fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere, bilirkişi raporuna nazaran, usulüne uygun hasar tespiti yapılmadığı,, davalının gıyabında tutulan tutanağın bağlayıcı
olmadığı, öte yandan hiçbir tasnife tutulmadan ihraç edilen emtiaya uygun ambalaj ve istifte yapılmadığı, ambalaj ve yüklemenin davacıya ait olduğu, davacının yüke uygun soğutmalı
araçta seçmediği, bu durumda taşıyıcının kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taşınan yükün hasarlı olarak alıcısına ulaştırıldığı iddiasıyla taşıyıcıya karşı tazminat istemine ilişkin olup taşıma sözleşmesinde CMR hükümlerine atıf yapıldığı hususuna bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, her ne kadar usulünce yapılmış ihbar ve tespit bulunmadığı, yükün ihtirazı kayıtla teslim alınmadığı, hasar meydana gelmiş ise, yükleme, ambalaj ve araç seçimindeki davacı kusuru ile yine yükün taşımaya uygun ayıklamaya tabi tutulmadığı, taşıyıcının kusur ve sorumluluğu bulunmadığı gerekçeleri ile dava reddedilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmeye göre yükün 5 gün içinde teslim edilmesi gerektiği halde 2 gün gecikmeyle ve 2.6.1995 tarihinde alıcısına ulaştırıldığı sabittir. Aynı tarihte davacının davalıya gönderdiği faks mesajıyla yükün gecikmeli ve hasarlı iletildiği bildirildiği gibi, alıcının bozulan emtiayı CMR belgesi üzerine düştüğü ihtirazı kayıt ile teslim aldığı belirtilip, CMR belgesi ibraz edildiği halde mahkemece bu husus üzerinde durulmamıştır. Öte yandan, gerek yurt içi ve gerekse uluslararası taşımalarda hasar ihbarı veya belgeleyen tutanağın düzenlenmesini müteakip,uzman bağımsız ekspertiz firmalarına hasarın kapsam ve miktarı ile ilgili rapor tanzimi için başvurulmakta olup, somut olayla ilgili aksi ve sahteliği iddia olunmayan ekspertiz incelemesinin yaptırıldığı belgelenmiştir.
Ayrıca, taşıyıcı, yükleme göndericiye ait olsa bile istife nezaret ile görevli ve sorumlu olup, şayet ambalajda bir eksiklik gördüyse bunu da sözleşmede çekince olarak belirtmelidir. Davalı böyle bir ihtirazı kayıt koymadığına göre, bitki sağlık sertifikasına bağlanmış taze patates yükünü tam ve sağlam koşullarda teslim aldığının kabulü gerekir. Yine yükün özelliğine nazaran, soğutmalı araçta taşınması zorunlu ise bu konuda da taşıyıcıyı uyarması ve gerektiğinde bu yönden de sözleşmeye ihtirazı kaydını koyması gerekir. Oysa, davalının bu yönde de itirazı kaydı yoktur.
Bu durumda mahkemece, dosyanın talimat yoluyla İstanbul Ticaret Mahkemelerine gönderilerek, aralarında taşıma hukuku alanında uzman bir bilirkişinin de bulunacağı bilirkişiler kurulundan yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde rapor alınarak elde edilecek sonuca uygun bir karar vermek gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu hükme dayanak yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, taraf vekilleri tebligata rağmen gelmediğinden vekillik ücreti takdirine yer olmadığına, 2.3.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.