 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/7324
Karar no: 2000/886
Tarih: 10.02.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Ankara Asliye 3. Ticaret Mahkemesinde görülerek verilen 11.3.1999 tarih ve 1996/378-l 999 /4 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi durulmalı olarak davalı G. Sigorta vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 8.2.2000 günde davacı avukatı Mehmet ile davalı avukatı Levent gelip, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış ve duruşmada hazır bulunan taraflar .avukatı dinlendikten sonra durulmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karar bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Seyfi Çizmeci tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı avukatı, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi gereğince davalıya sigorta ettirilen kule vincin şantiyede hasarlandığını davalının sigorta bedelini ödemeye yanaşmadığını ileri sürerek hasar bedeli, 7 aylık kira ücreti ve 3.kişilere verilen zarar toplamı l0.262.400.500 TL nın olay tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Güven Sigorta A.Ş. vekili davacıya ait kule vincin Güvenli Araç (kasko) poliçesi ile sigortalandığını, oysa vincin sökümü (demonte) sırasında hasarlandığını ve bu tür hasarların
kasko poliçesi teminatları altında olmadığını, böyle bir rizikonun makina montaj sigortası ile teminat altına alınabileceğini, taraflar arasında buna ilişkin sigorta akdi bulunmadığını
davacının taleplerinin dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre; davalı sigorta şirketince düzenlenen motorlu kara taşıt araçları güvenli araç sigorta poliçesinde sigortalanan iş makinasının ray üzerinde hareket eden kule vinç olduğunun açıkça gösterilmiş olması, 7 yıldan beri sigorta primlerinin tahsil edilmesi nazara alındığında, sigorta türlerini bilmeyen ve iş makinalarının güvence altına alındığına inanan davacının yanıltıldığı, bu durumda BK.nun 96. maddesi. gereğince davacının maddi tazminat talep edebileceği ve bu miktarın 2.936.590.824 TL olduğu kira bedeline yönelik taleplerin yerinde görülmediği gerekçesiyle 2.986.590.824 TL nın yasal faizi ile davalı G. Sigorta A.Ş. den tahsiline, acenta olan diğer davalı hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir,
Kararı davalı G. Sigorta A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Davacı şirket, ray üzerinde hareket eden Potain laver- Kule vincini 1.7.1994 tarihli birleşik sigorta poliçesi ile davalıya sigorta ettirmiş, işbu poliçe ile kasko teminatı, sürücü kaza sigorta teminatı ve ihtiyari mali sorumluluk sigorta teminatı verilmiştir. Kule vincin sökülmesi (demontaj) esnasında ağırlık dengesi kaybolarak bomun düşmesi neticesi hasarlanmış, davacı buna ilişkin zararların tazmini talebiyle bu davayı açmıştır.
Sigorta ettirilen kule vinçteki hasarın kasko teminatı kapsamında olmadığı mahkemenin de kabulündedir. Nitekim mahkemece davacı sigorta ettirenin sigorta türleri konusunda bilgi sahibi, olmadığı ve bu hususta yanıltıldığından hareketle BK, nun 96 ve müteakip maddeleri uyarınca maddi tazminata hükmedilmiştir, Ancak, davacı daha önceki yıllarda kule vinçlerini ve bir kısım inşaat makinalarını davalıya, Montaj All Risks Sigorta Poliçesi ile ve Makina Kırılması Sigorta Poliçesi ile sigorta ettirmiştir. Davalı, bunlara ilişkin sigorta poliçelerini dosyaya ibraz etmiştir. Bu kanıtlara göre ve davacının bir tacir olduğu da (TTK. nun md.20/2) dikkate alındığında sigorta türlerini bilmediği ve bu hususta yanıltıldığından söz etmek mümkün değildir, öte yandan 1.7.1994 tarihli sigorta poliçesi "tecditname" olarak düzenlenmiş ise de, 7 yıl boyunca kasko poliçesi düzenlendiğine ve primlerinin tahsil edildiğine dair dosyada kanıt yoktur. Davacı şirket başlangıçta ve gerektiğinde sonraki yıllarda Montaj Sigortası yaptırmıştır. Bu durumda davacının kasko sigortasını yaptırırken verilen sigorta teminatları hususunda yanıltıldığı sonucuna varılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Açıklanan bu nedenler karşısında ve dava konusu hasarın kasko teminatı kapsamında olmadığı yolundaki bilirkişi raporu da nazara alındığında davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMESINA , ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine. 65.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine 10.02.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.