 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 1999/7138
Karar No: 1999/9037
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Söke Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 6.4.1999 tarih ve 1994/1173-1999/174 sayılı kararınYargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili; davalıların 28.3.1993-4.9.1993 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olduğunu, büro, telefon, ikram gideri ve su için sondaj gideri adı altında haksız işlemler yaparak kooperatifi zarara uğrattıklarını ileri sürerek 46.831.600 TL.nın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, yönetim kurulunun 3 kişi olduğunu yalnızca iki kişi aleyhine dava açılamayacağını, müvekkillerinin kooperatifi zarara uğratmadığını, harcamaların usulüne uygun olduğunu kaldıki müvekkillerinin genel kurul kararı ile ibra edildiklerini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından genel kurul kararına göre davalıların ibra edildikleri ve bu genel kurulun iptal edilmediğinden geçerli olduğu, kooperatifi bağlıyacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, eski yönetim kurulu üyeleri aleyhine açılan sorumluluk davasıdır. 1163 sayılı Koop.Kanunun 98.maddesi yollaması ile TTK.nun 341.maddesi hükmüne göre, böyle bir davanın açılabilmesi için genel kurulca davanın açılması gerekir. Dosya içeriğine göre, davacı kooperatif genel kurulunca bu yönde alınmış bir karar yoktur. O halde, mahkemece genel kurulun yeniden toplantıya çağrılma ve bu husustaki prosedür için geçecek süre de nazara alınarak, bu hususta genel kurul kararı alınması ve davanın denetçiler tarafından açılması için HUMK.nun 39. ve 40. Maddeleri uyarınca davacıya uygun bir mehil verilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2- Kabule göre ise, kural olarak; mücerret ibra edilmek sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Sorumluluğun kalkabilmesi için, ibra edilen hususların genel kurulda açık ve ayrıntılı bir şekilde görüşülmesi, değerlendirilmesi ve bilançoda da gösterilmesi gerekir. Oysaki, davacı tarafın iddia ettiği hususların genel kurulda tüm üyelerin bilgisine sunulduğuna dair dosya arasında bir bilgi ve belgi de yoktur. Mahkemece eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) nolu bendlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.11.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.