 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/7067
Karar no: 1999/8739
Tarih: 04.11.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek bozmaya uyularak verilen 29.4.1999 tarih ve 1999/148-1999/391 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar. duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkil şirketten çeşitli tarihlerde satın aldığı malların bedellerinin. faturalarında gösterilen ödeme tarihlerinde ödenmediğini, bunun üzerine taraflar arasında imzalanmış satış sirküleri uyarınca, vade farkı tahakkuk ettirilerek, vade farkı faturaları düzenlendiğini, davalının faturalara itirazının bulunmadığını ileri sürerek (222.406.693) liranın vade farkı alacağının, faturalarda belirtilen ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya cevabında, davacının asıl alacağı tahsil ederken, feriler için ihtirazı kayıt koşmaması nedeniyle faiz talep etme hakkı bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, "...BK.113. maddesi uyarınca asıl borç ödenirken ferileri saklı tutulmadığı veya ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin alındığı takdirde ve açıkça halin icabından anlaşılmadığı" gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar. Dairemizin 1.5.1998 tarih 1997/10031-1998/2995 sayılı ilamıyla "... vade farkı, mal bedelinin geç ödenmesi halinde borçluya vade nedeniyle satış bedeline yapılan ilave olup, satış bedelinin vade farkı ile birlikte oluştuğu, dolayısı ile mal bedelinin bir kısmının çekince konulmadan alınması halinde, bu hususun BK.113. maddesi uyarınca vade farkı istenmesine engel teşkil etmeyeceği, ayrıca davacı şirket ile davalı arasındaki satım sözleşmesi hükümlerine göre satışın taksitli satış olarak değerlendirilemeyeceği ilkeleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekir." denilmek suretiyle davacı yararına oyçokluğu ile bozulmuş ve davalı vekilinin tashihi karar talebinin reddi üzerine, bozmaya uyularak yapılan yeniden yargılama sonunda, mahkemece Dairemizin gösterdiği ilkeler doğrultusunda davanın kabulüne, (222.406.633) lira fatura alacağının temerrüt tarihi olan (13.6.1995) tarihinden 1.1.1998 tarihine kadar %30, bu tarihten sonra %50 yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş, olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA , aşağıda yazılı bakiye 6.006.640-lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 04.11.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.