 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1999/6901
Karar No : 1999/8904
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Bodrum Asliye 1.Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 3.6.1999 tarih ve 1998/789-1999/336 sayılı kararınYargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili, davalı borçlu ile müvekkilinin davalının hissedarı bulunduğu P... Döviz ve Altın Ticareti A.Ş.'deki kendi ve şirketin diğer hissedarlarının hisselerinin satışı hususunda anlaşarak, davalıya satış bedeline mahsuben banka havalesi ile 2.000.000.000 TL'sı gönderildiğini, ancak satışı gerçekleşmediğini ve satıştan karşılıklı olarak vazgeçildiğini davalının kendisine gönderilen havale bedelinden (500.000.000) TL'yı iade etmesine karşın, bakiyesini ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla girişilen takibe de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, takibe yapılan itirazın iptaline %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevabında, müvekkilinin ikametgahının Denizli olduğundan bahisle yetki itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da davacının müvekkiline olan borcunu ödediğini ortada herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan kanıtlara nazaran dinlenen tanık anlatımlarıyla sözleşmenin Bodrum'da yapıldığı gerekçesiyle yetki itirazının reddine karar verilmiş, esasa yönelik olarak ise davacı tarafından davalıya gönderilen havale makbuzunda havale miktarının açıkca P... Altın ve Döviz A.Ş.nin satışına ilişkin avans ödemesi olduğunun belirtildiği böylece taraflar arasında döviz bürosunun satışı hususunda bir ön anlaşma yapıldığı, daha sonra anlaşmadan karşılıklı olarak vazgeçildiği ve alacağın muaccel hale geldiği gerekçeleriyle, davanın kabulü ile davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, %40 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı tarafından başlatılan ilamsız icra takibinde borçlunun yetkiye ve borca itirazı üzerine itirazın iptali davası açılmıştır.
İlamsız icra takibinde borçlu gönderilen ödeme emrine karşı sadece yetki itirazında bulunmuşsa bu itirazın kaldırılması yetkisi münhasıran icra tetkik merciine aittir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse tetkik merciine önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır (İİK.m.50/2)
Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklınında mahkemece itirazın iptali davası açması halinde mahkemenin icara dairesinin yetkisini inceleyip incelemeyeceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Yargıtay'ın süreklilik kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında mahkeme icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyebilir. (11.HD.5.5.1987, 1804/2720, 19.HD.14.4.1997, 96-7286/3995, 11.HD.29.5.1998, 1921/3926)
Acaba borçlu icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettikten sonra açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine de itiraz etmişse, mahkemece icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz mı, yoksa mahkemenin kendi yetkisine yönelik itirazının önce çözümlenmelidir?
Mahkemenin öncelikle kendi yetkisine yönelik itirazı inceleyip, karara bağlayacağı kabul edilirse mahkeme yetkisizlik kararı verecek, yetkili mahkeme bu kez icra dairesinin yetkisiz olduğu, geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle itirazın iptali davası reddedecektir. Görüldüğü gibi bu sonuç Anayasanın 141/son maddesinde hüküm altına alınan usul ekonomisine de aykırı düşecektir.
Mahkemece bu yönler gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkili olup, olmadığı üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken, mahkemenin kendi yetkisine yapılan itirazı inceleyerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 8.11.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.