 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/666
Karar no: 1999/5675
Tarih: 22.06.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki Beyoğlu 2.Asliy e Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 18.11.1998 tarih ve 1998/424-1998/506 sayılı kararın Yargıtay incelemesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 22.6.1999 günde taraf avukatları tebligata rağmen gelmediğinden tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Aslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı olan müvekkiline ait aracın trafik kazası sonucu uğradığı hasarın, sigorta prim taksitlerinden birinin yatırılmadığından bahisle TTK.nun 1295 ve 1297.maddelerine dayanılarak davalı şirketçe tazmin edilmediği ve girişilen icra takibinin de itiraza uğradığını, oysa müvekkilinin 11.7.1997 tarihli olanı dışında tüm sigorta primlerinin zamanında ödendiğini, anılan maddeleri değiştiren 537 sayılı KHK.nun de Anayasa Mahkemesince iptal edildiğini, bundan dolayı sözleşmenin ihtarsız feshedilemeyeceğini, poliçenin feshedilmiş sayılacağı dönemden sonra prim tahsiline devam eden davalının tazminat ödemekten kaçınamayacağını ileri sürerek, itirazın iptalini ve inkar tazminatını tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, 11.9.1997 vadeli son prim taksitinin kazanın meydana geldiği 7.11.1997 tarihine kadar ödenmediğini, sigorta sözleşmesinin münfesih hale geldiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, poliçede taksitlerin ödeme tarihlerinin ve ödenmemesi halinde temerrüt gününü izleyen bir aylık sürenin bitiminde sözleşmenin kendiliğinden feshedilmiş olacağının yazılı olduğu, bu düzenlemeye esas oluşturan TTK. nun 1295 ve 1297 maddelerini değiştiren 537 S.KHK.nin olay tarihinden yürürlükte olduğu, son taksitin ödenmediği süre içerisinde oluşan rizikonun sigorta güvencesi dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 7.11.1997 tarihinde oluşan rizikodan önce davacı sigorta ettiren 11.9.1997 vade tarihli prim taksidini süresinde ödememiş bulunduğuna göre, sigortacının TTK. nun 1297/2.mad.hükme dayanılarak sigorta bedelini ödememekte haklı bulunduğundan davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasa hükümlerine uygun görülen kararın ONANMASINA, taraf vekilleri duruşmaya gelmediğinden duruşma vekillik ücreti taktirine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 596.100 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22.06.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.