 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/6631
Karar no: 1999/8527
Tarih: 01.11.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Kadıköy Asliye 3. Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 13.4.1999 tarih ve 1998/1406-1999/323 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik, Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü :
Davacı vekili, müvekkili şirketin 34 ... 26 plakalı aracının davalı şirkete sigortalı olduğunu, sigorta primlerinin peşin ödendiğini, 26.4.1998 günü Fenerbahçe Stadı parkında meçhul şahıslar tarafından hasara uğratıldığını, hasar bedelinin davalı sigortaca ödenmediğini ileri sürerek 225.742.012 TL nın reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kasko sigortasının poliçe genel şartlarının B-4-2 maddesi gereğince 15.1.1998 tarihindeki hasar nedeniyle iptal edildiğini, müvekkili şirketin sorumlu olmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı sigortanın poliçenin iptal edildiğini ve iptal belgesinin sigortalıya tebliğ edildiğini gösteren iddiasını kanıtlayıcı herhangi bir belge sunmadığı, poliçenin olaydan önce iptal edildiği iddiasına itibar olunmadığı, sigortalı araçta 196.297.402 TL tutarında hasar meydana geldiği gerekçesiyle, 196.297.402 TL. nın %80 ve tahsil anına kadar değişecek reeskont faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve sigorta genel şartlarının 8-4-2 maddesine göre poliçenin iptal edildiğinin davacı yada dain ve mürtehine ihbarda bulunulduğuna dair kanıt sunulmaması ve 17.2.1998 tarihli ibraname altına sonradan ilave edildiği anlaşan "poliçemizin iptalini kabul ediyoruz" ibaresinin HUMK.nun 298/1.maddesi gereğince S. A.Ş. yetkililerince tasdik edilmemesi nedeniyle davaya konu riziko tarihinde sigorta sözleşmesinin yürürlükte olduğunun anlaşılmış olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2 -Ancak sigorta poliçesinin incelenmesinde, 34 ... 26 plakalı sigortalı araç malikinin davacı şirket olup, dava dışı S. A.Ş. Mecidiyeköy şubesinin dain ve mürtehin olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Dava dışı bankanın TTK. nun 1269.maddesi hükmü uyarınca, malı rehin alan kimse sıfatıyla o mal üzerinde ki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi, aynı Yasanın 1270.maddesi hükmü gereğince bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. Böyle bir durumda, sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğuna göre sigortadan tazminat talep etme hakkı da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigorta ettiren ancak sigortalı malın dain ve mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatini almak ve o suretle sigortadan, şayet kendi menfaati. de zedelendiği takdirde, tazminat istemek hakkına sahip olur. Bu hususlar dikkate alınmadan davanın kabulü doğru görülmemiştir.
Mahkemece böyle bir durumda davacılık sıfatının araştırılması bakımından yapılacak iş: davacıya asıl dava ve talep hakkına sahip dain ve mürtehin bankadan davaya muvafakat veya icazetleri olduğunu belgelendirmesi için süre verilmeli, bu usuli işlem tamamlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 01.11.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.