 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1999/6574
Karar No : 2000/94
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki Beyoğlu Asliye 1.Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 8.6.1999 tarih ve 1998/412-1999/235 sayılı kararınYargıtay incelemesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 18.1.2000 günde davacı avukatları A..., M... ile davalı avukatları O... ve K... gelip temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra duruşmada işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karar bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ömer Özdemir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili davalı şirketin sermaye arttırımından doğan müvekkilinin apel borcuna süresinde yerine getirmediği gerekçesiyle, müvekkili ortak şirket hakkında şirket ortaklığından iskat ve paylarının diğer ortaklara sunulmasına ilişkin karar alındığını ileri sürerek, yönetim kurulunun buna yönelik 30.6.1998 tarihli kararının hükümsüzlüğünün tespitini, iskatın iptalini ve davacının pay sahipliği haklarının tanınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yönetim kurulu kararlarına karşı dava açılamayacağını, davacının ödemeyi, ihtarmade belirtilen yere yapmadığını, ödeminin son günü 29.6.1998 olmasına rağmen, valörün 30.6.1998 günü olduğunu, müvekkilinin sürekli çalışan hesabındaki bir işlemin ödemeyi kabul anlamına gelmeyeceğini, durum farkedilir edilmez de paranın iade edildiğini, davacının ikinci apel borcundan dolayı da temerrüde düştüğünü savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre pay sahibinin şahsi haklerini ihlal eden yönetim kurulu kararlarına karşı, doğrudan dava açılabileceği, davacıya ihtarın noter ihtarnamesi ile yapılması dolayısıyla ihtarın ayrıca ilan edilmemesinde usulsüzlük bulunmadığı, davalının ödeme yerini tek taraflı olarak belirlemekle beraber, davacının karşı çıkmamasının muvafakat anlamına gelmeyeceği, davacı ödemelerinin normal mesai saatleri dışında ise de, davalının banka hesaplarına havale yolu ile gününde yatırılması yeterli olup, davalının hesabına geçtiği tarihin ifa zamanına etkili olmadığı, davacının ödemelerinin bankalarca kabul edilmesi ve işleme koyduğu ödemelerin iş saatleri içinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı şirketin 27.5.1998 tarihinde tescil ve ilan edilen sermaye arttırım kararı henüz kesinleşmeden, davalının kendi usulsüz davranışlarına dayalı şekilde, davacı hakkında 26.5.1998 tarihinde ıskat prosedürünü uygulaması ve ihtarname ile davacıya tanınan sürenin son gününde ve fakat mesai saatinden sonra yatırılmış olmasına rağmen bir kısmını da kendi ödemelerinde kullandığı, davacının apel borcuna karşılık faiziyle yatırılan paranın ödenmesini kabul etmeyip daha sonraki bir tarihte faizsiz olarak yatırılacak paranın tahsiline girişilmiş olması ve hatalı iskat prosedürüne devam olunması, MK'nun 2.maddesindeki objektif iyiniyet kurallarına ters düşeceğinin kabulünün gerekmesine göre, davalının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasa hükümlerine uygun görülen kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 710.000 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına 65.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine 18.1.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.