 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/646
Karar no: 1999/3116
Tarih: 22.04.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 18.11.1998 tarih ve 1997/540-1998/1023 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili davalı şirkete ait 2000 hisseyi şirket ortağı olan Serpil'den 1.700.000.000 liraya satın aldığını, (AŞ. hisse devir senedi ile) ve şirket pay defterine kaydedildiğini ancak 3984 sayılı yasa uyarınca devrin Radyo Televizyon Üst Kuruluna bildirilmediğini, davalı şirkete çekilen ihtara verilen cevapta yönetim kurulu kararı olmaksızın pay defterine devrin işlendiğini öğrendiklerini ileri sürerek davalı şirkete ait 2000 hissenin müvekkiline ait olduğunun saptanarak tescilini talep etmiş, bu dava dosyası ile birleştirilen Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 1998/590 E.-648 K.sayılı dosya ile davacı davalı Serpil hakkında dava açarak aynı talebini tekrarlamıştır.
Davalı Serpil, davaya yanıt vermemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili şirketin hisselerinin tamamının nama yazılı olduğunu, hisse senetlerinin henüz bastırılmadığını ancak ortaklara geçici pay ilmühaberi ihraç edilerek dağıtıldığını, gerek nama yazılı gerekse geçici pay ilmühaberlerinin ticaret siciline kayıt edileceğine dair hüküm olmadığını, TTK.416.maddesi uyarınca devir sözleşmesi ile senedin zilyedliğinin devrinin şart olduğunu, davacının ciro edilmiş geçici pay ilmühaberini de sunmadığını, bu nedenle geçerli devrin olmadığını, noter senedinde yer alan "ayın teslimi hükmünde olduğu" ibaresinin geçersiz olduğunu, davacının doğrudan pay defterine kayıtlı da olmadığını geçerli devir olmadığından RTÜK'e de bildirim yapılmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davalı şirketin 2000 paylık geçici pay ilmühaberi sureti ibraz edip, bunun davalı ortağa teslim edildiğine dair delil ibraz etmediğini, TTK. 409/2. maddesi uyarınca " bedelleri tamamen ödenmemiş olan
paylar için, ilmühaberler çıkarılamaz hükmü olduğunu, hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceğini, RTÜK'ün 10.11.1998 günlü yazısına göre davalı şirketin yönetmeliğin 10.maddesi kapsamında olmadığından devir için izin gerekmediğini bildirmesi, davalı Serpil'in duruşmaya gelmeyerek inkar yoluna gittiği de dikkate alındığında noterden devir senedinin resmi senet olarak doğruluğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı Anonim Şirket'e ait 2000 hissenin davacıya aidiyetinin tesbiti ile pay defterine tescili istemine ilişkindir.
Davalı şirketin tüm hisse senetlerinin nama yazılı olup, henüz bastırılmadığı tartışmasızdır. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde ve yargılama boyunca geçici pay ilmühaberlerin bastırıldığını ve ortaklara ihraç edilerek dağıtıldığını savunmuş, hatta geçici ilmühaberlerin fotokopilerini dosyaya sunmuştur. TTK.411.maddesi uyarınca, anonim ortaklık, nama ve hamile yazılı pay senetleri yerine ilmühaber düzenleyebilir. Nama yazılı hisse senetlerin yerine tutmak üzere çıkarılan ilmühaberlerin nama yazılı olması lazımdır. Bunların devride, nama yazılı pay senetleri gibi ciro ve teslim ile olur. Yine TTK.417.maddesi uyarınca pay senedinin TTK.nün 416.maddesine uygun olarak devredildiği ispat edilmedikçe devir alan pay defterine yazılamaz. O halde mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ışığında ve gerektiğinde uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle davalı şirketin geçici pay ilmühaberi çıkarıp, ortaklarla dağıtıp dağıtmadığı, şirket anasözleşmesinde pay devrine ilişkin bir engelin olup olmadığı, şirket defterleri de gerektiğinde incelenmek suretiyle belirlenerek sonucuna göre hüküm kurmak gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı şirket yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.04.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.