 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/6457
Karar no: 1999/7562
Tarih: 05.10.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 10.11.1998 tarih ve 1997/13 -1998/797 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ömer Özdemir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı kooperatife karşı parasal yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, adına çıkartılan borcu ödemediği gerekçe gösterilip hakkında ihraç kararı verildiğini ileri sürerek, ihraç kararının iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacıya çekilen ihtarların 1992-1996 arası alınan genel kurul kararlarına dayalı borçlarına ilişkin olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacıdan 1994 yılında istenilen 48.300.000.- liranın genel kurul kararına dayanmadığı, örtülü ödenek adı altında istenilen paranın yasal olmadığından hesaplamaya katılmadığı, ilk ve ikinci ihtar arasında l aylık süre bulunmadığı, dava tarihi itibariyle davacının kooperatiften alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Davacı, kooperatif yönetim kurulu kararının iptalini istemiş bulunduğundan, davalının temyiz isteğinin duruşmalı olarak yapılması isteminin reddi ile, işin esasının incelenmesine geçildi.
2-Mahkemece, davacının davalı kooperatife borçlu olup olmadığının tespiti için alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Bilirkişilerce hesaplamaya dahil edilmeyen kalemler, dosyada mevcut genel kurul kararlarına dayalı olduğundan, ilgili genel kurul kararlarının iptal edildiği iddia ve ispat edilmediğinden davacı ortağı bağlar. Ayrıca, davacı ödemelerinde yapılan eskalasyonun yasal dayanağı da bulunmamaktadır. Davacı ödemelerinin aynen esas alınması gerekir, inşaat maliyetlerinin l yıl sonrası için belirlenecek aidat miktarlarının saptanması amacıyla eşkale edilmesi ( inşaat maliyetleri kesin
hesap sonunda belirleneceğinden) davacının bu döneme ilişkin ödemelerinin de eşkale edilmesini gerektirmez.
Bu duruma göre, davalı kooperatiften davacıdan istenen borç ve davacı ödemelerinin ne şekilde hesaplandığı açıklattırıldıktan sonra, gerekiyorsa kooperatif kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmalı, davacının üyeliğe giriş tarihinden bu yana oluşan aidat borç ve ödemeleri, genel kurullarda kabul edilen gecikme faizleri de gözönüne alınarak borçlu olup olmadığı saptanmalıdır. Davacının borçlu olduğu saptandığı takdirde, ihtarnamelerde istenilen miktar ile belirlenen borcu arasında davacı aleyhine bir fark ortaya çıkarsa davanın kabulü, bir fark çıkmadığı takdirde davacıya gönderilen ihtarnamelerin anasözleşme ve kooperatifler yasasının 16 ve 27. maddelerine uygun olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda l nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin duruşma isteğinin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle .kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 05.10.1999 tarihinden oybirliğiyle karar verildi.