 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no:1999/6163
Karar no:1999/8003
T:18.10.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARGITAY KARARI
Taraflar arasındaki davanın Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 25.03.1999 tarih ve 1999/116-1999/133 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet S... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı olan Aslan Z...'ye ait payı kooperatif yönetimine üyeliğe kabulünün sağlanması amacıyla yaptığı başvurunun reddedildiğini oysa müvekkilin anasözleşmenin ortaklık şartlarını tayin eden 10. maddesindeki koşullara haiz olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalı ortağı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının önceden de ortak olduğunu ancak vecibelerini yerine getirmediğinden üyelikten çıkartıldığını, bundan sonra başka bir ortağın payını devralmak suretiyle kooperatif üyelik başvurusunun yönetimce uygun görülmediğini, kaldı ki davacının yönetim kurulu kararına karşı genel kurula itirazda bulunmadığını davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki kanıtlara nazaran, davacının yönetim kuruluna yapmış olduğu başvurunun reddi üzerine genel kurula başvurmadan doğrudan, doğruya dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3476 sayılı yasa ile değişik 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 14/3.maddesine göre, kooperatif ortaklığı devir edilebilir. Bu devir üzerine, kooperatif yönetim kurul, üyeliği devir alan kişinin, ortaklı niteliklerini taşıması halinde bu kişiyi ortaklığa kabul eder. Mahkemece, davacının yönetim kurulunun bu hususta vermiş olduğu red kararına karşı, genel kurul nezdinde itiraz hakkını kullanmaksızın böyle bir dava açılamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı henüz ortaklık sıfatını kazanmadığından genel kurul nezdinde bir itiraz hakkının varlığından da söz edilemez. Bu durumda mahkemece anasözleşmenin dosyaya celbi ile anasözleşmenin ilgili hükmünün ve 1163 sayılı Yasanın 14/son maddesinin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar tesisi doğru olmamış ve kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.10.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.