|
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/5938
Karar no: 1999/7675
Tarih: 11.10.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 14.4.1999 tarih ve 1998/558-1999/101 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilin davalı kooperatif üyeliğinden 31.12.1996 tarihi itibariyle ayrıldığını Koop. genel kurulunca yapılan ödemelerin iadesine karar verildiği, genel kurul kararının yerine getirilmemesi üzerine davalı kooperatif aleyhine icra takibine girişildiğini, takibe itiraz edildiğini, açılan itirazın iptali davası sırasında, davadan vazgeçildiği takdirde ödeme yapılacağının bildirilmesi üzerine davadan feragat ettiklerini, ancak kooperatifçe herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek 230.000.000 TL .nın 31.12.1996 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; davacı tarafın daha önce açtığı davadan feragat ettiğini, bu nedenle bu davanın da reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davacı tarafından daha önceden itiraz edilen takip nedeniyle açtığı itirazın iptali davasından feragat etmesi nedeniyle davanın reddedilip kesinleştiği, kesinleşen hüküm nedeniyle yeniden dava açmanın mümkün olmadığı gerekçesiyle kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, davalı kooperatiften 31.12.1997 tarihinde ayrılmak istemiş ve aynı tarihli yönetim kurulu kararı ile istem kabul edilmiştir. Kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortak ile hesaplaşma Kooperatifler Kanunu 17.maddesinde düzenlenmiş olup, bu konuda anasözleşme hükümlerine atıf yapılmıştır. Maddede, çıkan veya çıkarılan ortakların haklarının ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacağı belirtilmiştir.
Somut olayda davacı 31.12.1996 tarihinde kooperatif üyeliğinden ayrıldığına göre, alacağı bu tarihten sonraki kooperatif bilançosunun onaylanacağı 31.12.1997 tarihinde muaccel hale gelecektir. Ancak, davalı kooperatifin 15.2.1997 tarihli genel kurulunda ayrılan ortakların ödemelerinin 1997 yılı Mayıs-Haziran ve Temmuz aylarında eşit taksitle ödeneceği kararlaştırıldığına göre, muacceliyet tarihi daha önceye alınmış durumdadır. Davacı, icra takibine 20.12.1996 tarihinde girişmiş ve takibe vaki itiraz üzerine ilk defa 20.1.1997 tarihinde itirazın iptali davasını açmış, açılan bu davanın yargılaması sırasında davadan feragat etmiş olup, dava feragat nedeniyle reddedilmiştir. Bu karar taraflara tebliğ edilmemiş olmakla henüz kesinleşmiş de değildir. öte yandan aynı takip ile ilgili olarak ikinci kez itirazın iptali davası açılmış ve açılan bu davada önceki karar gerekçe gösterilerek feragat ve kesin hüküm nedeniyle reddedilmiş, bu karar da taraflara tebliğ edilmemiş olup kesinleşmesi söz konusu değildir.
Davacı; yukarıda açıklandığı üzere 20.1.1997 tarihinde açılan ilk davada feragat beyanında bulunmuş olup, bu tarih itibariyle henüz muaccel olmuş bir alacağı söz konusu değildir.
Zira 1997 yılının Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında alacak muaccel hale gelecektir. Mevcut olmayan bir alacaktan feragat söz konusu olamayacağına göre, temyize konu işbu davada kesin hüküm oluşturmaz. O halde davacının açtığı işbu alacak davası, alacağın
muacceliyetinden sonra açılmış olmasına göre, mahkemece işin esasına girilerek taraf delilleri toplanıp sonucuna göre karar vermek gerekir iken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar
verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.10.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.