 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1999/5928
Karar No : 1999/7416
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın İzmir 6.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 20.05.1999 tarih ve 1998/247-1999/350 sayılı kararınYargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü;
Davacı vekili, müvekkil şirketin davalı bankadan 18 ay vadeli kredi ile kamyon satın aldığını, kredi sözleşmesi hükümleri gereğince aracın kasko sigortasının yapıldığını, sigorta süresinin 18 ay olmasına rağmen 12.12.1997 tarihinde aracın kaza yapması nedeniyle hasarlandığını, ancak sigorta süresinin 1 yıl olduğu gerekçesiyle hasar bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, 865.958.250.- lira'nın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Banka vekili, kredinin 18 ay vadeli ve rehinli olarak kullandırılıp sigorta priminin %25'in peşin olarak davacıdan alındığını, sigorta şirketince poliçenin 1 yıllık düzenlenebileceğinin bildirilip, buna ilişkin poliçe ve ödeme planının düzenlendiğini, davacının 6 aylık bakiye süreye ilişkin primi ödememesi nedeniyle poliçenin yenilenmediği bankanın araç sahibinin talebi olmadan sigorta yaptırması zorunluluğunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, poliçenin 1 yıl süreli düzenlendiğini, rizikonun poliçe yürürlülük süresinin bitiminden sonra oluştuğunu, bilgi formunun poliçe yerine geçmeyeceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, poliçenin 1 yıllık olarak düzenlendiği ve rizikonun poliçe süresinin bitimi tarihinden sonra oluştuğu, bu nedenle davalıların herhangi bir sorumlulukları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı araç sahibi, davalı bankadan kullandığı kredi ile satın aldığı aracın 18 ay süre ile kasko sigortasının yapılması için teklifname vermiş olup, teklifnamedeki süre, kredinin geri ödeme süresi kadardır. Zaten araç kredi borcunun bitimine kadar davalı bankaya rehnedilmiştir. Davacı, sigorta teklifnamesinde 18 ay süre ile aracın kasko sigortasının yapılmasını istemiş olup, sigorta poliçesi 1 yıl süreli olarak düzenlenmiş, ancak sigorta süresi dolduktan sonra araç kaza yaparak hasarlanmıştır.
Kredi sözleşmesinin 12.maddesinin 2. Fıkrasında, bankanın gerekli gördüğü her türlü rizikolara karşı kendi lehine veya gerekli gördüğünde muhabiri lehine dilediği sigorta şirketine dilediği bedel ve şart ve süre ile sigorta ettirebileceği, sigorta süresi bittiğinde uygun gördüğü süre ile yenilettirebileceği hükmü yeralmaktadır. Sözleşmenin bu maddesi gereğince yaptırılacak sigortanın primlerini davacı ödeyecektir. Sigorta süresinin bitmesi durumunda sürenin uzatılmasını istemek de davalı bankanın yetkisindedir.
Anılan sözleşme hükmü gereğince davalı sigorta şirketinin acentası sıfatıyla davalı bankanın Y... Gıda Çarşısı Şubesi yetkilisi ile davacı imzasını taşıyan sigorta bilgi formundan sigorta süresinin 18 ay olduğu belirtilmiştir. Sigorta süresi içinde riziko meydana geldiği takdirde, hasar bedeli davacıya değil, davacının kredi borcuna karşılık davalı bankaya ödeneceği konusunda kuşku yoktur. Zira, sigorta poliçesi düzenlemek, aynı zamanda davalı bankaya rehinli olan aracın kredi borcunun da güvencesi niteliğindedir. Teklifnamede sigorta süresinin 18 ay olduğu kabul edildiğine ve bankaca bu teklifname sigorta şirketinin acentası sıfatıyla kabul edildiğine göre, poliçenin 1 yıl süreli düzenlenmiş olması karşısında sürenin bitiminde yeniden sigorta süresinin uzatılması konusunda davacının uyarılması gerekir. Davalı sigorta şirketince, davalı bankaya sigorta süresi dolan poliçeler bildirildiğine göre, davalı banka bu hususu kredi müşterisine de iletmesi gerekir iken bu konuda davacıya herhangi bir uyarı yapılmamış olması davalı bankanın kusurunu oluşturur.
Öte yandan, davacının da ödediği prim miktarı ve sigorta poliçesindeki sigorta süresini dikkate alarak, sürenin bitiminde poliçenin yenilenmesi için sigorta şirketini uyarması gerekir. Bu hususta davacının da bir uyarısı bulunmadığından olayda davacının da kusuru bulunmaktadır. O halde, mahkemece, yukarıda açıklana hususlar nazara alınarak, kredi sözleşmesi, sigorta teklifnamesi ve sigorta şirketince davalı bankaya yazılan poliçe ile ilgili yazılar nazara alınarak sigorta hukuku ve bankacılık alanında uzman bilirkişi kurulunda tarafların müterafik kusurları konusunda rapor alınmak ve sonucuna göre karar vermek gerekir iken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 04.10.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.