Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1999/5830
Karar No : 1999/10402

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Taraflar arasındaki Kadıköy  3.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 05.03.1999 tarih ve 1997/854-1999/184 sayılı kararınYargıtay incelemesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 14.12.1999 günde davalı avukatı E... ile davacı avukatları B... ile M... gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır buluna taraflar avukatları dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkili şirketin inşaat ve yapı malzemeleri sektöründe tanıtım, yayın ve fuarcılık hizmetleri veren tanınmış bir firma olduğunu, aynı zamanda ticaret ünvanınıın bir parçası olan "YAPI" ve "YAPI FUARI" sözcüklerini marka olarak tescil ettirdiğini daha önce müvekkili şirkette çalışan davalı şirket yönetim kurulu başkanının edindiği tecrübe ve bilgi birikimi ile aynı konuda faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin verdiği hizmetler ile özdeşleşmiş olan tescilli markalarının davalı tarafından tanıtım evrakları, kataloklar, afiş ve broşürlerde iltibasa meydan verecek şekilde kullanıldığını, bu hususun haksız rekabet ve marka haklarına tecavüz olduğunu ileri sürerek, haksız rekabet ve marka haklarına tecavüz olduğunu ileri sürerek, haksız tecavüz ve rekabetin tespit ve men'ine, 8 milyar lira maddi ve 2 milyar lira manevi tazminatın tahsiline, ilana kadar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davalı şirket ortaklarının davacı şirkette başarıyla çalıştıklarını, bilahare davacının onayı ile işten ayrıldıklarını, "YAPI" sözcüğünün tek başına marka olarak tescil edilemeyeceğini, zaten davacının da logo ile birlikte tescil ettirmiş olup, iltibas ve haksız rekabet bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere, bilirkişi raporuna nazaran, "YAPI" ve "YAPI FUARI" sözcüklerinin marka olarak davacı adına tescilli olup, iptal edilmedikçe koruma altında olduğu, aynı alanda faaliyet gösteren ve üstelik ortakları daha önce davacı şirkette çalışan davalı şirketin "E... Yapı Fuarı, A... Yapı Fuarı" gibi ibareleri tanıtım vasıta ve broşürlerinde kullanmasının iltibas yaratacak nitelikte olduğu, öte yandan logoların dahi benzer olduğu, bu itibarla davalı eyleminin davacının marka ve unvan haklarına tecavüz olduğu, 1995-1996-1997 yıllarına ait davalı karının maddi tazminat olarak verilmesinin uygun olduğu gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne, davalının davacıya ait marka ve unvan haklarına tecavüzünün önlenmesine, "YAPI" ve "YAPI FUARI" ibarelerini kullanarak fuar tanıtım, reklam ve benzeri etkinlik düzenlemesinin önlenmesine, (1.659.562.697.-) lira maddi ve (500.000.000.-) lira manevi tazminatın tahsiline ilana karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Ancak, dava, marka haklarına tecavüz ve haksız rekabetin men'i ile maddi ve manevi tazminata ilişkin olup, TTK.nun 58 nci maddesinin (d) bendinde haksız rekabete maruz kalan ve iktisadi bakından zarara uğrayanların, kusur varsa zarar ve ziyanın tazminini isteyebileceği belirtildikten sonra, müteakip (e) bendinde, davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hakimin, haksız rekabet neticesinde davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına dahi hükmedebileceği belirtilmiştir. Tazminat ilkelerine göre, davacının gerçek zararını kanıtlaması zorunlu olup, bunun için davacı kendi defterlerine dayanabileceği gibi, davalı defterlerine dayanması da mümkündür. Gerçek zararın bu şekilde kanıtlanamaması durumunda dahi, haksız rekabetin müeyyidenin kalmaması için yasa koyucunun hakime takdir yetkisi tanıdığı anlaşılmaktadır. Ancak bu takdir yetkisinin çok geniş manada olmayıp, "haksız rekabet neticesinde davalının elde etmesi mümkün görülen menfaat" ile sınırlı olduğunun kabulü, TTK.nun 58/d maddesindeki düzenleme karşısında zorunludur. Somut olayda her iki tarafın da, fuar, tanıtım, organizasyon gibi aynı alanlarda faaliyet gösterdikleri ve davalının 1995-1996-1997 yıllarında toplam 1.659.582.697 TL kar elde ettiği anlaşılmaktadır. Bu noktada önemli olan husus, davalının sırf davacının markasını kullanması nedeniyle elde ettiği ve muhtemel kazancın belirlenmesidir. Davacı, davalının haksız rekabeti nedeniyle karının azaldığını kanıtlama cihetine gitmeyip, davalı defterine dayandığına göre, artık, davalı karının tamamının haksız rekabet nedeniyle elde edildiğinin kanıtlanması gereklidir. Davalının ticari faaliyetleri nedeniyle elde ettiği 3 yıllık karının tamamına tazminat olarak hükmedilmesi, şayet davalı, davacının markasını bir kısım tanıtıcı faaliyetlerinde kullanmasa idi, hiçbir ticari iş yapamazdı, anlamına gelir ki, bu da hayatın olağan akışına aykırı olup, bu durum karşısında davalı karının tamamının haksız rekabet nedeniyle elde edildiğini söylemek mümkün değildir. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde davacının isteyebileceği maddi tazminatın belirlenmesi için bu konuda uzman bilirkişilerden rapor alınması ve elde edilecek sonuca uygun bur karar verilmesi gerekirken, davalının 3 yıllık karının tamamına maddi tazminat olarak hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazıla nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, duruşmada vekil ile temsil olunan davalı yararına takdir olunan 65.000.000 TL vekillik ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine  16.12.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini