 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1999/5612
Karar No : 1999/7414
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Şişli 3.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 6.5.1999 tarih ve 1997/872-338 sayılı kararınYargıtay'ca incelenmesi davalı H... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü;
Davacı vekili; davalıların sahip ve sürücüsü olduğu aracın müvekkil şirkete kasko sigortalı araca çarparak hasarlandırdığını olayda davalı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğunu, sigortalı araçtaki hasar bedeli 981.000.000 TL.nin sigortalıya ödendiğini ileri sürerek TTK.nun 1301. Maddesi gereğince kusur oranına isabet eden 688.337.000 TL nin 3.9.1996 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yargılama sırasında davalılar A.. ile M... Sigorta A.Ş. hakkındaki davasını atiye terk etmiştir.
Davalı H...; davanın kaza yeri Eskişehir veya ikametgahı Yomra Mahkemelerinde açılması gerektiğini, olayda sürücünün kusurunun bulunmadığını, ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının terditli olarak yetki itirazında bulunmasının usule aykırı olduğu gerekçesiyle, yetki itirazının reddi ile toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporunda saptanan %75 kusur oranına göre 918.050.000 TL hasar bedeli nazara alınarak davalı H... hakkındaki davanın kabulüne, diğer davalılar hakkındaki davada karar iltibasa yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı H... temyiz etmiştir.
1- Dava, TTK.nun 1301 nci maddesine dayanılarak açılmış rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi sigortalısına halef olarak bu davayı açtığına göre, halefiyet kuralları gereği sigortalısı tarafından, zarar sorumluluklarına karşı açılacak davada yetkili mahkeme hangisi ise, sigorta şirketi de ancak o yer mahkemesinde dava açabilir. Haksız fiil hukuki sebebine dayanılarak açılan davalarda yetkili mahkeme, HUMK.nun 21 nci maddesi gereğince haksız fiilin meydana geldiği yer mahkemesinde açılabileceği gibi, HUMK.nun 9/1. Maddesinde belirtilen genel yetki kuralı gereğince davalının ikametgahı mahkemesinde de açılabilir. Aynı maddenin 2. Fıkrasında ise, birden fazla davalı bulunduğu takdirde davalılardan birinin ikametgahı mahkemesi veya tamamı için ortak yetkili mahkeme varsa davanın o yer mahkemesinde açılması gerekmektedir. Ancak, davanın sırf davalılardan birini kendi mahkemesinde başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı belirtiler veya başkaca delillerle anlaşılırsa mahkemece onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı vermesi gerekmektedir.
Somut olayda, davalı H... süresi içinde yetki itirazında bulunarak, davanın ikametgahı olan Eskişehir veya kaza yeri olan Yomra Mahkemelerinde açılması gerektiği itirazında bulunmuştur. Öte yandan, davalılardan M... Sigorta A.Ş. kazaya neden olan aracın trafik sigortacısı olmadığını, bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini savunmuş olup, yargılama sırasında da bu davalıyı bağlayıcı sigorta poliçesi tesbit edilemediğinden hakkındaki dava atiye terk edilmiştir. Yine davalılardan A..'nin de adresi belirlenemediğinde aleyhindeki dava atiye terk edilerek davada tek davalı olarak H... kalmıştır. Mahkemece, bu davalının yetki itirazı reddedilir iken, birden fazla yetkili mahkeme gösterdiği, bu şekilde yetki itirazının usule aykırı olduğu gerekçe gösterilmiştir. Davalı sigorta şirketi husumet itirazında da bulunmuş olması karşısında, mahkemece yukarıda değinilen yetki kurallarının değerlendirilebilmesi için öncelikle bu konudaki itirazın çözümlenmesi gerekirken, bu itiraz değerlendirilmeden yetki itirazı reddedilmiş daha sonrada davalı sigorta şirketinin poliçesi tespit edilemediğinden kendisine husumet yöneltilemeyecek olan davalı sigorta şirketi hakkındaki dava atiye terk edilmek suretiyle, temyiz eden davalının yetki itirazı aşılmaya çalışılmıştır.
Tüm bu açıklamalar karşısında, diğer iki davalı hakkındaki dava atiye terk edilerek tek davalı kaldığına ve bu davalı tarafından da süresi içinde terditli olarak yetki itirazında bulunulduğuna göre, HUMK.nun 9/2 ve H.G.K.nun 22.9.1976 tarih 1957-2554 sayılı kararı gereğince yetkili olarak gösterilen mahkemelerden birini davacı tarafın seçim hakkı bulunduğu gözönünde tutularak ve bu hak kullandırılarak yetki itirazının değerlendirilmesi gerekir iken, mahkemece, yazılı gerekçeyle davalının yetki itirazının reddine ve işin esasına gidilerek karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bette açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmediğine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 4.10.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.