 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/5122
Karar no: 1999/6951
Tarih: 20.09.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Erbaa Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 21.12.1998 tarih ve 1998/338 -1998/383 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkil şirketçe nakliyat rizikolarına karşı sigorta örtüsü altına alınan cam emtiasının davalıların sahip ve sürücüsü olduğu araçla taşınması sırasında tek taraflı kaza nedeniyle hasarlandığını, hasar bedelinin sigortalıya ödenerek TTK.'nun 1301. maddesi uyarınca halef olunduğunu ileri sürerek, 600.000.000.- lira'nın ödeme tarihinden itibaren reeskont oranı üzerinden faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Gülten, olayda sürücünün kusurunun bulunmadığı ve reeskont faizi istenemeyeceğini, diğer davalı ise kusur ve faiz oranına itirazı yanında, poliçenin rizikodan sonra düzenlendiğini, bu nedenle halefiyet koşulunun oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, sigorta poliçesinin rizikodan sonra düzenlendiği ve TTK.'nun 1279 ile TTK.'nun 1264/2. maddeleri uyarınca sigorta ilişkisinin batıl olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taşıma sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücu davasıdır. Davalı taşıyıcıya teslim edlien dava dışı şahsa ait emtia taşıma sırasında hasarlanmış, sigorta şirketi, hasar bedelini sigortalısına ödeyerek taşıyıcıya karşı iş bu rücu davasını açmıştır. Mahkemece sigorta poliçesinin hasar tarihinden sonra düzenlenmiş ve poliçenin bu nedenle geçersiz olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
TTK.'nun 1263 ncü maddesi gereğince sigorta sözleşmesi şekil şartına tabi değildir. Sözleşmenin yazılı bir belgeye bağlanması ancak ispat açısından önem taşır. Davacı sigorta şirketince her ne kadar poliçenin riziko tarihi olan 14.10.1997 gününden l gün sonra poliçe düzenlenmiş ise de poliçe içeriğinden sigortalının teklif tarihi ve emtianın yükleme tarihinin 13.10.1997 olduğu anlaşılmaktadır. Davacı sigortacı, spesifik poliçenin düzenlenme tarihinin değil, teklif tarihinin sigorta sözleşmesinin kurulduğu tarih olduğunu ileri sürmektedir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; davacı şirketin kayıtları üzerinde uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılarak, anılan sigorta sözleşmesine ilişkin teklifin hangi tarihte verildiği, primin ödenip ödenmediği, ödendi ise ödeme tarihinin belirlenmesi ve buna göre sigorta şirketi ile sigortalı dava dışı Y. Cam AŞ. arasında sigorta sözleşmesinin oluşturulduğu ve özellikle dava konusu sigorta türü tasıma sigortası olduğuna göre, TTK.nun 1295/3 ncü maddesi hükmü dikkate alınarak sigortacının sorumluluğunun başlangıç tarihi saptanıp sonucuna göre bir karar vermek gerekir iken, içeriği itibarıyla çelişkili olan poliçenin düzenlendiği tarih esas alınarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.09.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.