 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/5012
Karar no: 1999/6921
Tarih: 20.09.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Kadıköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 18.12.1998 tarih ve 1998/1208 -1998/1434 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya devrettiği pastahaneye karşılık nakit para ile bonolar aldığını, bono bedellerinin ödenmemesi üzerine takibe başladığını, davalının lehtar adının sonradan yazıldığı itirazı üzerine tetkik merciince takibin iptal edildiğini, senetlerin tarafların ortak arkadaşı tarafından düzenlendiğini lehtar kısmını yanlış yazdığının anlaşılması ile hemen düzeltildiğini, düzeltme işleminin davalının huzuru ve muvafakati ile yapıldığını beyanla senet bedelleri 250.000.000.- liranın ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında pastahane satışının bulunmadığını, müvekkilinin davacıyı tanımadığını, senetteki lehtar isminin sonradan düzeltilmesi nedeniyle tetkik merciince takibin iptal edildiğini, davacının satışı ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, davalının senetlerdeki imzayı inkar etmediği, bonolarda kasideci ve lehtar isminin aynı olduğu, davalının lehtar ismine itirazın hayatın doğal akışına aykırı olduğu, davalının kendisini lehtar gösterip poliçe çekip kabul etmek suretiyle amacına ulaştığına dair bir iddiası da bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 250.000.000.- liranın dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekil temyiz etmiştir.
Dava, bonodan doğan alacak istemine ilişkindir.
Dava konusu bononun lehdar hanesine önce senedin keşidecisi olan davalının ismi yazılmış ve daha sonra çizilerek üstüne davacının ismi yazılmış, yapılan bu değişiklik imza edilmemiştir. Yapılan değişikliğin hüküm ifade edebilmesi için HUMK.'nun 298. maddesi hükmü icabı keşideci tarafından tasdik edilmiş olması gerekir. Aksi taktirde borçlunun inkarı halinde böyle bir değişiklik yazılmamış farz olunur.
Davalı kasideci davacıyı tanımadığını, aralarında ticari ilişki bulunmadığını, lehdar adının değiştirilmesinin kendisini mağdur durumda bırakmak için yapıldığını savunmuş olmakla davaya konu bonodaki lehdar ismi üzerinde yapılmış olan değişiklik bu savunma karşısında artık yok hükmündedir. Bu durumda davacının temel borç ilişkisini ispatlayabilmesi için delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.09.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.