 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/4896
Karar no: 1999/7088
Tarih: 24.09.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 29.12.1998 tarih ve 1997/1047-1998/1945 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili
tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Hüseyin Ulus tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalılar M. Kamil ve Cabir ile birlikte ortağı olduğu davalı D. Limited Şirketinin tasfiyeye girdiğini, anılan ortakların dava dışı Orhan ile birlikte tasfiye memuru atandıklarını, iki imza ile işlem yapma yetkilerinin bulunduğunu ve bundan yararlanarak şirketin bütün menkullerini, toptan satış konusunda herhangi bir ortaklar kurulu kararı olmaksızın, aynı yerde kurdukları diğer davalı şirkete sattıklarını ileri sürerek, satışın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, satış sözleşmesi tarafı olmayan gerçek kişi davalılara husumet yöneltilemeyeceğini, bu müvekkillerinin her iki davalı şirketin ortağı olmakla beraber, satışın toptan olarak yapılmadığını ve iddiaların doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve 'yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre, satışın hile veya gabin gibi bir sebeple sakat olmadığı, toptan değil, 17 ayrı faturaya bağlı olarak perakende yapıldığı ve gerçek kişi davalılara husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yanlar arasındaki çekişme tasfiye halindeki davalı şirkete ait aktiflerin tasfiye memurları tarafından usulüne uygun bir şekilde satılıp satılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı taraf, tasfiye memurlarının azli davasında bu hususun incelenmiş olduğunu ileri sürmüş ise de, o dava sonucunun bu dava için bekletici mesele teşkil etmesi veya tasfiye memurlarının azli kararının bu dava sonucuna etki etmesi düşünülemez. Çünkü satışın usule uygunluğunun denetimi bu davada yapılmaktadır ve tasfiye memurlarının azli kararı geriye doğru işleyemez.
Öte yandan, TTK nün 552 nci maddesi yollamasıyla, 443/2 nci madde ve fıkrasında yer alan aktiflerin toptan satılabilmesi için ortaklar kurulu kararının gerektiği hükmünün yerine getirilip getirilmediği hususunun değerlendirilmesinin yapılması gerekmektedir. Şirket ana sözleşmesinin 14. maddesi uyarınca nisaplar konusunda TTK. hükümlerinin uygulanacaktır. Eşit paylara sahip üç ortaklı şirkette yapılan satışa payların üçte ikisine sahip olan iki ortak muvafakat verdiğine göre, TTK nün 443/2 nci madde ve fıkrası uyarınca aranması gereken aynı yasanın 388/3 ncü madde ve fıkrasındaki en az payların yarısına sahip olan ortağın hazır bulunması gerektiğine dair toplantı nisabının ve 388/4 ncü madde ve fıkrasındaki mevcut reylerin ekseriyetine dair karar nisabının oluştuğunun, bu suretle yapılan satışın TTK nün 443 ncü maddesine aykırı olmadığının kabulü gerekmektedir.
Yukarda açıklanan nedenlere ve dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, 1.370.000 -lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 24.09.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.