 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/4575
Karar no: 1999/6669
Tarih: 13.09.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın İzmir 8.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 1.3.1999 tarih ve 1997/66-1999/192 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı Ü. Sigorta vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Hüseyin Ulus tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı Ü. Sigorta AŞ vekili, müvekkiline yangın poliçesi ile sigortalı işyerinin, komşusu bulunan davalı işyerinde çıkan yangının sıçraması sonucu uğradığı hasar bedelinin müvekkili tarafından sigortalısına ödendiğini ileri sürerek, 328.972.769. _TL sının faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı G. Sigorta AŞ vekili, bir başka komşu işyerinde aynı nedenlerle oluşan hasar bedelinin müvekkili tarafından sigortalısına ödendiğini ileri sürerek, 150.665.750._TL sının faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kusursuz olduğunu, iki işyeri arasında ahşap kaplama olduğunu, imar mevzuatına aykırı durumdan sigortalının sorumlu bulunduğunu ve böyle : bir işyerinin sigortalanmaması gerektiğini savunarak davanın ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre, davalının olayla illiyedinin tespit edilemediği ve davacıların dava konusu yerleri sigortalamasının doğru olmadığı gerekçesiyle davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı Ü. Sigorta AŞ vekili temyiz etmiştir.
Dava, yangına sebebiyet vermek suretiyle gerçekleştirilen haksız eylemden kaynaklanan zararın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Yangın raporuna göre, davalı, yangının ilk çıktığı ve davacı Ü. şirketine sigortalı işyerinde malik değil, kiracı olduğundan davalının olaydan dolayı sorumluluğu, yapı malikinin kusursuz sorumluluğuna dair Borçlar Kanununun 58. Maddesine değil, haksız eylemden kusura dayalı sorumluluğa dair Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddelerine dayanmaktadır. Bu nedenle davalının sorumlu tutulabilmesi için eyleminin hukuka aykırı olması ve kusurunun saptanması gerekmektedir. Hukuka aykırılık, yapma yoluyla olabileceği gibi yapmama yoluyla dahi oluşabilir. Kusur kavramı ise, genel olarak, bir davranış biçiminin hukuk düzeni tarafından beğenilmemesi olarak açıklanabilir.
Yangın olayının, davalı işyerinde bulunan bir aydınlatma lambasının fazla ısınması ve aşırı akım çekmesi yüzünden kablolarda oluşan kısa devrenin kolay yanıcı maddeleri tutuşturması sonucu meydana geldiği anlaşılmaktadır. Böyle bir durumda ise, bu işyerini çalıştıran davalının, söz konusu lambanın aşırı ısınmasını, kısa devre oluşmasını önleyici tedbirleri alması, tehlike yaratabilecek elektrik aksamı yakınlarında kolay yanıcı maddeler bulundurmaması gerektiği söylenebilir, işyerinde bulunmadığı saatlerde aydınlatma lambası kullanan davalının, meydana gelebilecek bir yangının olası sonuçlarını hesaba katarak, gerekli tedbirleri aldığını ispat etmedikçe, bu yangının üçüncü şahısların mal varlıklarında meydana getirdiği zararlardan sorumlu tutulmaması düşünülemez.
Hal böyle olunca mahkemece, davalının olaydaki sorumluluğu kabul edilerek, kusur oranı ve zarar miktarının uzman bilirkişi veya bilirkişilerce belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu ve hatalı gerekçeye dayalı olarak davanın reddine dair hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı Ü. Sigorta A.Ş. yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.09.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.