 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1999/455
Karar No : 1999/2469
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Şişli 3.Sulh Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 27.10.1998 tarih ve 540-1244 sayılı kararın Yargıtay'caincelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Verda Çiçekli tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete Sakarya'da bulunan dava dışı N...firmasına teslim edilmek üzere dekota ve folyo emtiası teslim ettiğini, taşıma sırasında emtianın taşıyıcının işçileri tarafından hasara uğratıldığını, alıcının emtiayı kabul etmeyip kendilerine iade ettiğini, müvekkilinin bu kez davalıya yeniden aynı emtiayı gönderdiğini ancak birinin bedelinin tahsil ettiğini, zararlarının tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibinin davalının yaptığı itirazla durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, icra dairesinin yetkili olmadığını, öncelikle bunun çözümlenmesi gerektiğini, hasarın ambalaj yetersizliğinden meydana geldiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davacının isteyebileceği alacağın 60.099.000 lira olarak belirlendiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile Üsküdar 2.İcra Müdürlüğü'nün 1998/1082 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yukarıdaki açıklamadan da, anlaşılacağı üzere iş bu dava, icra takibine vaki itirazın iptali davası olarak açılmış bulunmaktadır. Böyle bir davanın dinlenebilmesi için ortada yetkili icra dairesinde mevcut bir icra takibi bulunmalıdır.
İcra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine karşı borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise bu itirazın kaldırılması yetkisi münhasıran icra tetkik merciine aittir. Yetki itirazı ile birlikte borcun esasına itiraz edilmişse alacaklı gerek gördüğü takdirde bu itirazın kaldırılmasını yine icra tetkik merciinden isteyebileceği İİK.nun 50/2 maddesi hükmü gereğidir. Yetki itirazı ile birlikte borcun esasına itiraz edildiği durumda ise alacaklı icra tetkik merciine başvurmadan aynı Kanun'un 67'inci maddesi hükmü gereğince itirazın iptali davasını mahkemede açmışsa öncelikle icra dairesinin yetkisinin araştırılması ve şayet buna ilişkin itiraz yerinde değil ise işin esasına karşı itirazın incelenmesine geçilerek hüküm kurulmalıdır. Böyle değil ise, yani icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varılıyor ise o zaman mahkemece borcun esasına yönelik itirazın incelenmesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın bu yönden reddine karar verilmelidir. Bu durumda alacaklı taraf icra takip dosyasının yetkili icra dairesine intikalini sağlayıp, borçluya yeni bir ödeme emri tebliğ ettirmeden, ortada mevcut ve geçerli bir icra takibi olmaması sebebiyle itirazın iptali davası koşulları oluşmadığından bu davanın dinlenmesi mümkün değildir.
Dava konusu olayda, davalı borçlu Üsküdar İcra Dairesince çıkarılan ödeme emrine karşı yetkili icra dairesinin Şişli İcra Dairesi olduğu yolunda yetki itirazında bulunmuş ayrıca borcun esasına da itiraz etmiş bulunmaktadır. Alacaklı davacı ise itirazın iptaline ilişkin bu davayı şişli sulh hukuk mahkemesinde açarak davalı borçlunun icradaki yetki itirazını benimsemiş bulunmaktadır. Nitekim dava dilekçesinde de, yetki itirazına hiç değinilmemiş, sadece borçlunun borca vaki itirazının geçersiz olduğu ileri sürülmüş bulunmaktadır. Böyle bir durumda Üsküdar İcra Dairesi'nde yapılmış olan icra takibi, yetkisiz icra dairesi olması itibariyle ortada geçerli bir icra takibi bulunduğundan söz edilemez. Zira, davacı alacaklı yetkili icra dairesinde davalı borçluya yeni bir ödeme emri tebliği ile yükümlü bulunmakta ve bu yükümlülüğünü yerine getirmemiş olmaktadır.
O halde, ortada geçerli ve yetkili yer dairesinde yapılmış bir icra takibi mevcut bulunmadığından koşulları oluşmayan icra takibine vaki itirazın iptali davasının bu sebeple reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde hiç durulmadan davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, bozma neden ve şekline göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.3.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.