 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1999/4361
Karar No : 1999/6300
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 17.12.1999 tarih ve 1996/101-1999/53 sayılıkararın Yargıtay incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava
dosyası için Tetkik Hakimi Ömer Özdemir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü;
Davacı vekili, davalıya ait aracın müvekkiline zorunlu trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, istiap haddinden fazla yolcu alınması nedeniyle meydana gelen kazada ölen 2 kişinin mirasçılarına ödenen poliçe teminatının rücuan davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı yanıt vermemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalı kurum şoförünün tam kusurlu olduğu, davalının poliçe genel şartlarının 4/e maddesine aykırı davrandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı şirkete zorunlu trafik sigortası ile sigortalı olan davalı şirkete ait aracın fazla yolcu alması sonucu, istiap haddinin aşılmasından dolayı, ödediği ölüm tazminatını davalıdan rücuan isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, ola anında, sigortalı araçta fazladan bir yolcu daha bulunduğu çekişmesizdir. Ancak, Dairemizin kökleşen uygulamasına göre, olayın meydana gelişi ile istiap haddinin aşılması durumunda uygun illiyetin olması ve münhasıran bu nedenle rizikonun meydana gelmesi gerekmektedir. Oysa somut olayda, alınan bilirkişi raporunda, araçta fazla yolcu olmasının olayın meydana gelmesine %25 etkili olabileceği belirtilmiş, fazla yolcunun münhasıran olaya etkili olduğu saptanmamıştır. Bu tür olaylarda kusurun bölünmezliği ilkesi geçerli olup, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden iadesine, 5.7.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.