 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/4116
Karar no: 1999/4608
Tarih: 31.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Şanlıurfa 2.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 21.10.1998 tarih ve 1996/290-1998/630 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar İ. Sigorta AŞ ve R. AŞ vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla bazı noksanlıkların giderilmesi iyin dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosya gelmekle dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkillerinden Ahmet ve Kezban'ın müşterek çocukları, diğer davacı Ali'nin kardeşi Havva Denizin, davalılardan R. müstahzarları AŞ.'ne ait olup, diğer davalı İbrahim'in sevk ve idaresi altındaki araçta bulunduğu esnada geçirilen trafik kazası neticesinde vefat ettiğini ileri sürerek, müvekkilleri Ahmet ve Kezban için ayrı ayrı (700.000.000)ar lira maddi, (300.000.000)ar lira manevi kardeş Ali için (200.000.000) lira maddi ve (200.000.000)lira manevi tazminatın davalılardan yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı İ. Sigorta AŞ vekili davaya cevabında, müvekkilinin poliçe teminatıyla sınırlı sorumluluğunun söz konusu olup, müteveffanın hatır taşıması esnasında vefat ettiğinin anlaşılması halinde müvekkili yönünden davanın reddinin gerekeceği, manevi tazminat taleplerinden sorumluluklarının bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Davalı R. Müstahzarları AŞ vekili, müteveffanın emniyet kemeri takmaması nedeniyle kusurlu olduğunu, olayda hatır taşıması söz konusu olup,bunun tazminattan indirim nedeni teşkil ettiğini, davanın reddini savunmuştur.
Davalı İbrahim vekili, müteveffanın davacıların desteği olduğundan söz edilemeyeceğini, ölenin ivazsız taşınması nedeniyle BK.nun 43.maddesinin uygulanması gerektiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna nazaran, kazanın oluşumunda davalı sürücü İbrahim'in 8/8 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle, davacılar anne ve baba için ayrı ayrı (345 . 900 . 600)lira, kardeş Ali için ( 172.950.300)lira destekten yoksun kalma tazminatı ile her bir davacı için ayrı ayrı (100.000.000)ar lira manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davalılardan R. AŞ ile İ. AŞ vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mümeyyiz davalılar vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mümeyyiz davalılar vekilleri davacıların murisinin hatır için taşındığı savunmasında bulunmuşlardır. Trafik hukukuna ilişkin öğretide bu konuda bir kavram birliği olmadığı gözlemlenmekte, ancak "Hatır için ücretsiz taşıma" ve "aracı hatır için ücretsiz kullandırma" tamlamalarının benimsendiği görülmektedir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK.nun 43.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Bu itibarla, bu savunma üzerinde durularak, mahkemece taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı yani olayın özel şartları gözönüne alınmadan, araştırılmadan ve tartışılmadan olay sanki bir ücret karşılığı taşıma imiş gibi karar tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüştür. Hakim, tazminattan mutlaka indirme yapma zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Mahkemece bu husus gözardı edilerek yetersiz gerekçeyle yazılı olduğu şekilde karar tesisi doğru görülmemiş ve kararın açıklanan nedenle temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
3-Kaldı ki, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinin (f) bendi ile Zorunlu Trafik Poliçesi Genel Şartları'nın 3.maddesinin (e) bendi uyarınca manevi zararların bu tür sigorta teminatının dışında olduğu gözetilmeden yazılı olduğu şekilde sigorta şirketi hakkında manevi tazminata ilişkin hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
4-Öte yandan, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun azami poliçe teminatıyla sınırlı olmasına karşın hüküm altına alınan tazminatın tamamından diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulması da yanlış olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalılar, (3) ve (4) nolu bentlerde yazılan nedenlerle davalı sigorta yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31.5.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.