 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/4111
Karar no: 1999/5887
Tarih: 28.06.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Üsküdar 4.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 17.3.1999 tarih ve 1999/18-1999/208 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından trafik sigorta poliçesi yapılan davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın hasarlı ve ölümlü trafik kazasına karıştığını, 400.000.000 lira tazminat ödendiğini, sigortalı araç sürücüsünün ehliyetsiz olduğunu, hasarın teminat dışı olduğunu beyanla bu miktarın davalılardan tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili, haksız filin vukuu bulduğu yer mahkemesinin yetkili olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, davalıların ikametgahlarının Üsküdar olmadığı, olayın Horasan'da meydana geldiği gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın istek halinde Horasan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. Maddesine göre "Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir." Buna paralel bir diğer hüküm Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 16. Maddesinde de aynen yer almıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın hukuki sorumluluğa ilişkin olduğu hususu da tartışmasızdır. Bu durumda davacının yetkili mahkeme konusunda seçimlik hakkı bulunmakta olup, bu hakkını genel merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açarak kullanmış olmakla mahkemenin yetkisi doğrudur. Bu itibarla yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmayıp, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.06.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.