 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/4054
Karar no: 1999/5861
Tarih: 28.06.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Kocaeli 4.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 18.3.1999 tarih ve 1998/507-1999/54 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, aleyhinde İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açılan B. Gayrimenkul Geliştirme AŞ.nin inşa ettiği ve davalı adına tapuda kayıtlı taşınmazın çatı konstriksiyon ve kaplamasının yeterli olmaması nedeniyle çökmesi sonucu müvekkili şirket tarafından yangın sigorta poliçesiyle P. Yapı Market Alışveriş Hizmetleri Tic ve San AŞ.adına sigortalı demirbaş, makina ve emtianın hasar gördüğünü, BK.nun 53.maddesi gereğince meydana gelen zarardan davalı bina sahibinin sorumlu olduğunu ileri sürerek müvekkilince sigortalısına ödenen 21.442.950.000 liranın ödeme tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taşınmazın arsa olarak kiraya verildiği H. B. Holding AŞ tarafından hazırlanan projeye göre bu şirket tarafından inşa edilen yapıdaki çökmeden doğan zarardan müvekkilinin sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece dosya kapsamına göre, İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin dava dosyası ile işbu davanın irtibatlı olduğu, anılan mahkemece de davaların birleştirilmesine muvaffakat edildiği gerekçesiyle, açılan davanın İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 1998/733 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili, müvekkilince sigortalısına ödenen sigorta bedelinin rücuen tahsili istemi ile müteahhit aleyhinde İstanbul'da dava açmış, bilahare taşınmaz maliki olan davalı aleyhine ise Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nde işbu davayı açmıştır. Davacı vekili, dava açarken HUMK.nun 9/2 maddesindeki yetki kuralından yararlanma imkanı var iken, bu imkanı kullanmamış, her iki davalının ikametgahında ayrı ayrı dava açma yoluna gitmiştir. Dava açarken yetkili mahkemeyi tercih hakkı olan davacının, artık HUMK.nun 45.maddesinden istifade etmek suretiyle, bir nevi yetkisizlik talebinde bulunması mümkün değildir. HUMK.nun 187/5.maddesi gereğince ayrı mahkemelerde açılan davalarda birleştirme talebi ilk itiraz olarak ileri sürülebilir. Bu husus aynı Yasa'nın 45/2.maddesinde de ayrıca düzenlenmiştir. Aralarında bağlantı bulunan iki davanın değişik yer mahkemelerinde açılmış olması halinde, davaların birleştirilmesi talebi ancak ilk itiraz olarak ileri sürülebilir. ikinci davanın davalısı, ilk itiraz olarak davaların birleştirilmesini istemezse, artık bu iki davanın birleştirilmesi mümkün değildir (Prof.DR.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 3.cilt, Ankara 1982, 4.Basım, s.2481-2482), Somut olayda davalı vekilinin usulüne uygun olarak birleştirme talebi olmadığı halde, davacı vekilinin istemi ile birleştirme kararı verilmiştir. Mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken, HUMK.nun 45/2 ve 1875. maddelerine aykırı olarak birleştirme kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.06.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.