 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1999/4048
Karar No : 1999/5907
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Kocaeli 1.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 22.12.1998 tarih ve 1997/7-1998/732 sayılı kararınYargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili, davalı şirkette %5 pay sahibi olan müvekkilin, mahkeme kararı ile ortaklıktan çıkarıldığını ileri sürerek çıkarma kararının kesinleşme tarihi esas alınarak payına isabet eden 10.000.000.000.- lira'nın çıkarma kararının kesinleştiği tarihten itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının miras yoluyla şirkette pay sahibi olduğunu, hiçbir sermaye artırımına katılmadığını, bu nedenle payının fiilen %5'in altına düştüğünü, çıkarma kararının Aralık 1996 tarihinde kesinleştiğini, davacının alacağının ancak 1996 yılı blançosunun kesinleşmesi ile ödenebileceğini, bu nedenle müvekkilin temerrüdünün sözkonusu olmadığını, istenen miktarın fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre davalı şirkete ait Ş.. Turistik Tesislerinin dava tarihindeki değerinin 59.943.953.600.-lira ve %5 paya düşen miktarın 2.977.197.780.- lira olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne bu miktarın 22.10.1995 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz diğer itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacının davalı şirketten mahkeme kararı ile çıkarıldığı ve çıkarma kararının 22.10.1996 tarihinde kesinleştiği sabittir. TTK.'nun 551/4.maddesi uyarınca davacının alacağı bu tarihte muaccel hale gelmiştir. Ancak, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Mahkemece, anasözleşme incelenmek suretiyle, davalı şirketin hangi tarihte temerrüde düşürüldüğünün tesbiti, anasözleşmede temerrüt konusunda hüküm, yoksa genel hükümler uyarınca sermaye payının ödenmesi konusunda bir ihtarname gönderilip gönderilmediğinin araştırılması gerekir. Davacı, yukarıda anılan şekilde davalıyı temerrüde düşürmediği takdirde dava tarihinin temerrüde esas alınması gerekir iken yazılı şekilde çıkarma kararının kesinleştiği tarihten itibaren temerrüdün oluştuğunun kabulü şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Öte yandan, davacı, dava dilekçesinde ticari faiz isteminde bulunmuş olup, ticari faiz deyiminin reeskont oranı üzerinden faizi içermediği dairemizin yerleşik uygulamalarından bulunmasına rağmen, mahkemece, hükmedilen alacağa yasal faiz yürütülmesi yerine reeskont oranı üzerinden faiz yürütülmesine karar verilmesi de doğru görülmemiş, kararın bu nedenle dahi bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının yerinde bulunmayan diğer temyiz itirazlarının reddine 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.06.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.